19 Ağustos 2008 Salı

Sivas'ta bir kişi KKKA'dan hayatını kaybetti

Tokat'ta kene ısırması sonrasında hastaneye giden H.A taburcu olduktan bir süre sonra rahatsızlandı. Tekrar hastaneye başvuran şahıs Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı şüphesiyle Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk edildi. Burada tedavi altına alınan 37 yaşındaki H.A bugün hayatını kaybetti.

13 Ağustos 2008 Çarşamba

Yatağında bulduğu keneyi de bardak içerisine hastaneye getirdi

Başkent’te, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı virüsü kaptığı şüphesiyle bir kişi hastaneye başvurdu.

Yatağında bulduğu keneyi bardak içerisine koyan şahıs, keneyi incelenmek üzere Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürdü. Edinilen bilgiye göre, Keçiören Etlik’teki bir parktan akşam saatlerinde ailesiyle birlikte evine dönen Ali İhsan Demirel, yatmaya hazırlandığı sırada yatağının üzerinde kene gördü. Peçeteyle aldığı keneyi bir bardağa koyan Demirel, vakit kaybetmeden hastaneye başvurdu. Numune Hastanesi Acil Servisi’ne gelen Demirel’den kan örneği alındı. Yetkililerin keneyi Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürmesi gerektiğini söylemesi üzerine Demirel, ağzı kapalı bir bardak içerisine koyduğu keneyi Veteriner Fakültesi Prof. Dr. Selahattin Nejat Yalkı Acil Kliniği’ne teslim etti.

Ali İhsan Demirel, ailesiyle birlikte Kanuni Parkı’ndan döndükten sonra yatmak üzere olduğu sırada yorgan üzerinde dolaşan keneyi fark ettiğini söyledi. Yatağın üzerinde dolaşan keneyi peçeteyle alarak bardağın içine koyduğunu ve hastaneye başvurduğunu belirten Demirel, keneyi teslim ettiği Veteriner Fakültesi’nde kendisinden 10 YTL ücret alındığını söyleyerek, bu duruma tepki gösterdi. Veteriner Fakültesi’ne teslim edilen kenenin KKKA taşıyıcısı olup olmadığının ise 2 gün sonra belli olacağı öğrenildi.

Yatağında bulduğu keneyi de bardak içerisine hastaneye getirdi

Başkent’te, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı virüsü kaptığı şüphesiyle bir kişi hastaneye başvurdu.

Yatağında bulduğu keneyi bardak içerisine koyan şahıs, keneyi incelenmek üzere Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürdü. Edinilen bilgiye göre, Keçiören Etlik’teki bir parktan akşam saatlerinde ailesiyle birlikte evine dönen Ali İhsan Demirel, yatmaya hazırlandığı sırada yatağının üzerinde kene gördü. Peçeteyle aldığı keneyi bir bardağa koyan Demirel, vakit kaybetmeden hastaneye başvurdu. Numune Hastanesi Acil Servisi’ne gelen Demirel’den kan örneği alındı. Yetkililerin keneyi Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürmesi gerektiğini söylemesi üzerine Demirel, ağzı kapalı bir bardak içerisine koyduğu keneyi Veteriner Fakültesi Prof. Dr. Selahattin Nejat Yalkı Acil Kliniği’ne teslim etti.

Ali İhsan Demirel, ailesiyle birlikte Kanuni Parkı’ndan döndükten sonra yatmak üzere olduğu sırada yorgan üzerinde dolaşan keneyi fark ettiğini söyledi. Yatağın üzerinde dolaşan keneyi peçeteyle alarak bardağın içine koyduğunu ve hastaneye başvurduğunu belirten Demirel, keneyi teslim ettiği Veteriner Fakültesi’nde kendisinden 10 YTL ücret alındığını söyleyerek, bu duruma tepki gösterdi. Veteriner Fakültesi’ne teslim edilen kenenin KKKA taşıyıcısı olup olmadığının ise 2 gün sonra belli olacağı öğrenildi.

Ankara’da keneyle mücadele durum raporudur

Ankara Büyükşehir Belediyesi, kene ve diğer haşerelerle mücadele çalışmaları kapsamında, hayvan besihaneleri, tavuk çiftlikleri, çöp depolama alanları, pazar yerleri, rekreasyon alanları, 804 park, göl, baraj, sulak ve yeşil alanlar, kamu kurumları kapalı alanlarını 10 günlük periyotlar halinde ilaçlayarak kontrol altında tutuyor.

Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, belediye ilaçlama ekipleri, havaların ısınmasıyla birlikte artış göstererek vatandaşlara rahatsızlık veren her türlü haşereye karşı etkin çalışma yürütüyor.

Başta kene olmak üzere tüm zararlılara karşı yapılan mücadeleye hem yaya ekipleri hem de araçlı ekipler katılıyor.

Özellikle kenelerden bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına yol açan virüslerle ilgili Başkentin dört bir yanındaki hayvan besihaneleri, tavuk çiftlikleri, gübrelikleri, çöp depolama alanları, açıktan akan kanallar, foseptikler, rögarlar, pazar yerleri, terk edilmiş binalar, rekreasyon alanları, 804 adet park, göl, baraj, sulak ve yeşil alanlar, kamu kurumlarındaki kapalı alanlar gibi vektör üremesine müsait yerler, 10 günlük periyotlar halinde ilaçlanarak kontrol altında tutuluyor.

Karasinek ve sivrisinek lavra merkezlerinin de etkisiz hale getirildiği bu mücadele programı, Ankara’ya bağlı tüm ilçeler, 452 mahalle, 56 köy ve 17 beldede uygulanıyor.

Kene Nedir? Nasıl Bir Parazittir?

Özellikleri

Boy: 5 mm. (yeni kan emmiş dişi 1,2 cm)
Renk: Koyu kızıl kahverengi.

kırmızı kahverenginde yassı, oval bir parazittir. Kan emerek büyürler.keneler köpek dışında hayvanlarla insanlara da yapışıp kan emerler. Dışarıda keneler çimenlerde, çalılıklarda ve hayvan barınma yerlerinde bulunurlar ve buradan geçen hayvanlara yapışırlar. Hayvanlar vasıtası ile evlerin içine kadar gelirler. Ev içinde bir dişi çatlağa, yarığa yumurta bırakırsa bir kene hafta içerisinde yüzlercesi oluşur

Davranışları

Başta köpekler olmak üzere birçok diğer hayvan ve insan üzerinde yaşarlar. Köpeklerde, yetişkinleri kulak ve ayaklarda yaşarken, daha ufaklara sırt bölgesinde rastlanır. Doğada bitki ve otların üzerinde durup, oradan geçecek bir hayvanın üzerine atlarlar. Herhangi bir hayvan üzerinde girdikleri evlerde hızla çoğalırlar ve üzerinde beslenecek hayvan bulamazlarsa insanlara musallat olabilirler. Hiçbir şey yemeden sekiz aya kadar yaşayabilirler. İnsanlarda etkili çeşitli hastalıklar ve bakteriler taşıdıklarından, mücadele edilmeleri önem arz etmektedir.

Yaşam Alanları

Köpek ve diğer hayvanların bulunduğu, bitki örtüsü yoğun olan yerlerde yaşarlar. Üzerinde bulundukları hayvanın kanıyla beslendikten sonra, oradan ayrılarak kapı pencere kenarları ve süpürgeliklerde barınırlar.
Piknikte çorap, ayakkabı gibi koruyucu eşyaları çıkararak çıplakayakla çimende yürümek yanlıştır. Vatandaşlarımız bu tür bir sosyal aktiviteyle stres atma çabası içindeyken, yeni bir tehlikeyle karşılaşabilirler. Kenelerin bu tür bir hastalığa neden olduğunu bilmek ve önlem almak gerekiyor. Doğanın her yerinde keneler vardır. Dünyada keneyi yok etme çalışmaları hiçbir zaman başarılı olamamıştır. Keneyi doğadan yok edemeyeceğimize göre kendimizi korumalıyız.

Mücadele İpuçları

Kenelerin evin içinde ve dışında kontrolü zahmetlidir. Mücadelenin tekrarlanması gerekebilir. Bunun için profesyonel bir servise ihtiyaç duyulur.kısmi ve ferdi mücadele başarılı olmaz .İç ve dış alanda kenelerle mücadele oldukça zordur. Ancak birkaç uygulamadan sonra temizlenebilirler edilebilirler.

Kene Nedir ? Nasıl Çıkarılır ?

Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirus soyundan virüslerle oluşan bir hastalıktır.Bu virüsle; RNA’lı ,sarmal simetrili nükleokapsitli, zarlı ve toparlak olup 90-100nm(nanometre) büyüklüğündedir.

Bu hastalık ve etkeni hakkında ilk bilgiler 1944-1945 yıllarında kırımda 200 den fazla hastada yapılan araştırmalarla ortaya çıkartılmıştır.Bu hastalığın daha önceleri Orta Asya’da bilindiği adına “Kara Helak “denildiği tesbit edilmiş ve bundan dolayı da bir başka adı Orta- Asya kanamalı hummasıdır. Bu hastalık, Bulgaristan, Yugoslavya ve 1956 yılında Kongo da görülmüştür. 1969 yılında da Kırım –Kongo kanamalı ateşi olarak adlandırılmıştır.Bu hastalığa yakalanmış insanların kanından elde edilen virüslerle,hyalomma tipi kenelerden elde edilen virüsün aynı olduğu tesbit edilmiştir.

Bu hastalığın kaynakları yabani hayvanlar,domuzlar,tavşanlar,muhtemelen kuşlardır.Hastalık;Hyalomma kenelerinin kan emmesiyle bulaştırılır.Olgunlaşmamış keneler virüsü hayvanlardan alır ve erişkin hale geldikten sonra kan emdikleri insanlara bulaştırırlar.Keneler ömürleri boyunca bulaştırıcı olarak kalırlar. Kırım kanamalı ateşi ,kırsal bölgelerde çalışan insanlarda ilkbahar ve yazları özellikle Haziran-Eylül arasında görülen bir infeksiyondur.

Hastalık en az 1 yıl süren bağışıklık verir.Türkiye de insanlarda bu virüse karşı antikorlar bulunmuştur.Bu hastalıkta virüs,ateşli dönem sırasında kanda bulunmaktadır.Deri ve iç organlardaki kanamalar küçük damarların çeperlerinin bozulmasına bağlıdır.

Kırım kanamalı ateşinde kuluçka devri 7-12 gündür.Ateş 5-12 gün devam eder ara ara 1-2 gün süren ateşsiz dönemler bulunabilir.Hastalığın 4-6. günü kanamalar başlar.

KLİNİK TANIMLAMA

Klinik semptomlar; Karaciğer ve endotel hasarı ile trombosit,lökosit sayısındaki düşüşün bir sonucu olarak ortaya çıkar. Ateş,kırıklık ,baş ağrısı,halsizlik,aşırı duyarlılık,kollarda bacaklarda ve sırtta şiddetli ağrı ve belirgin bir iştahsızlıkla başlar.Bazen kusma,karın ağrısı veya ishal olabilir.Boğaz muhat zarında döküntü,diş etlerinde ve burunda kanama,deride purpura lekeleri,ağır vakalarda mideden,barsaktan ve uterustan kanamalar belirir.İlk günlerde yüz ve göğüste peteşiler(kanamalar) ve konjonktivalarda kızarıklık dikkati çeker.Gövde ve ekstremitelerde ekimozlar (kanama alanları) oluşup idrardan kan gelebilir. Genellikle hepatit görülür.Karaciğer fonksiyon testleri bozulur.

Ağır olgularda hastalığın 5. gününden itibaren hepatorenal(karaciğer, böbrek) ve akciğer yetersizlikleri görülebilir.Ateş 5veya 12. güne kadar çıkar ve lizisle düşer.Nekahat dönemi uzun sürer.Ölüm olayları daha çok hastalığın2.haftalarında (5-14 gün)görülebilmektedir.Bu oran %30-50 ‘lere ulaşabilmektedir.İyileşme hastalığın 9. ve 10. günlerinde olmaktadır.

LABORATUAR BULGULARI

Özellikle lökopeni ve trombositopeni dikkati çeker.AST,ALT,Kreatin kinaz(CK), bilirubin değerlerin de yükselme, ALP,GGT ve LDH değerlerinde yükselme takip eder.PT,aPTT ve diğer pıhtılaşma testlerinde belirgin bozukluklar görülebilir.

BULAŞMA YOLLARI

Bulaşmada hyalomma soyuna ait keneler daha büyük bir yere sahiptir.30 tane kene türü bu hastalığı bulaştırabilir.

Henüz ergin döneme gelmemiş olan Hyalomma soyuna ait keneler ,küçük omurgalılardan kan emerken virüsleri alır ve gelişme evrelerine kadar muhafaza ederler.Keneler insan veya hayvanlardan kan emerken virüsleri bulaştırırlar.

Küçük omurgalılar ve özellikle yerde beslenen kuşlar,keneleri enfekte eden en önemli konak gurubunu oluşturur.Keneler bu konaklardan zaman zaman kan emerler.

Enfekte hayvanların kan ve dokuları ile temas sonucu da geçiş olabilmektedir.Ayrıca nozokomiyal enfeksiyon oluşturma riski de bildirilmektedir.Enfekte kan,ifrazat veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda kuluçka süresi 5-6 gün en fazla 13 gün olabilmektedir.

KORUNMA YOLLARI

-Kene bölgesindeki insanların vücudlarını düzenli olarak kene yönünden muayene etmeleri gerekir.
-Kene varsa bir cımbızla kenenin vücuda yapıştığı yerden tutarak,koparmadan,patlatmadan bir çivi çıkarır gibi çıkarmak gerekir.
-Kene üzerine herhangi bir kimyasal madde (Alkol,gaz yağı,kolonya,deterjan vs.) kesinlikle dökülmemelidir.Çünkü kene bu sırada kusarak mikrobu vücuda bulaştırabilir.
-Hastaya ait kan ve vücud sıvıları,ifrazatlarla temasla bulaşabileceğinden koruma önlemleri (Eldiven,maskevs.) alarak hastayla temas edilmelidir.
-Böcek kaçıran ilaçların kullanımı ile kenelerin vücuda yapışması önlenebilir.
-Hayvanlarda ki keneler için düzenli olarak ilaçlama yapılması gerekir.
-Hayvan barınak yerlerin kenelerin yapışamayacağı şekilde sıvanıp ,badanalanması gerekir.
-Piknik alanlarının,küçük omurgalıların bulunabileceği ortamların ilaçlanarak kenelerle mücadele edilmesi gerekir.

TEDAVİ

Destek tedavisi yapılmalıdır.Tam kan veya kan komponentlerinin replasmanı yapılabilir.Spesifik tedavisi bulunmamasına rağmen antiviral ilaçlardan RİBAVİRİN ‘ in oral veya parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir.Ribavirinin parenteral formunun oldukça etkili olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.Ribavirinin hemolitik anemi gibi önemli bir yan etkisi olabileceği unutulmadan takip edilmelidir.Ayrıca hastalıktan iyi olanların SERUMLARININ yararlı olduğu bildirilmiştir.

12 Ağustos 2008 Salı

3 bakan KENE ZİRVESİ yaptı; zirvenin sonucu açıklandı: Kene, evet gerçekten bir BİYOLOJİK SİLAH

Açıklamanın devamı: AMA BİZ BUNA DAİR İKNA EDİCİ BULGU SAHİBİ DEĞİLİZ

KKKA VE KENE KONULU ZİRVE KARARLARI

Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan kenenin, Türkiye’de biyolojik silah olarak kullanılma ihtimaline yönelik iddialar üzerine, ”Bu tür şeyleri biyolojik silah olarak kullanmak mümkün ama elde ettiğimiz bulgular ve bunların değerlendirilmesi sonucunda, Türkiye’de şu anda biyolojik bir silah olarak ortaya çıktığı kanaatinde değiliz” dedi.

Buzgan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun dün gerçekleştirdiği KKKA ve Kene konulu zirvede alınan kararları açıkladı.

Buzgan, Türkiye’de hastalıkla ilişkili bulunan ”Hya/omma marginafum marginafum” isimli kene türünün, yaban hayatı ile yakından ilişkili olduğunu, kenenin genç ve küçük formlarının küçük yabani hayvanlara, erişkin evrelerinde ise büyük yabani ve evcil hayvanlara yapışarak kan emdiğini ve virüsü naklettiğini kaydetti.

Buzgan, ”Hastalığın ülkemizde varlığının anlaşıldığı 2003 yılından günümüze kadar 7 sağlık personeline bulaşma olmuş, 6’sı şifa ile sonuçlanmış, 1 personelimiz ise 2006 yılında tüm çabalara rağmen kaybedilmiştir” dedi.

Hastalığın tedavisinde ve korunmada uygulanabilecek, etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir ilaç ve aşı bulunmadığını hatırlatan Buzgan, şunları kaydetti:

”25 Haziran 2008 tarihi itibarıyla 2008 yılı vaka sayısı 492, kaybedilen hasta sayısı 30′dur. 2002 yılından günümüze kadar bin 100 köyde 2 bin 312 KKKA vakası tespit edilmiş, bu hastaların 122’si kaybedilmiştir.”

İşte Türkiye’nin KENE HARİTASI… Bu kene nemi sevmediği için henüz İstanbul’a GELEMEDİ

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, bu yıl 349 kişi KKKA’ya yakalandı, bunlardan 25’i hayatını kaybetti.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Veteriner Fakültesi Parazitoloji öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşen Gargılı, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) bulaştıran “hyalomma marginatum” kenesinin ilk 1960’larda Türkiye’de görüldüğünü, küresel ısınmanın bu türün popülasyonunu artırdığını belirtti. Gargılı, ölümlerin keneden değil bilgisizlikten olduğunu belirtti.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, bu yıl 349 kişi KKKA’ya yakalandı, bunlardan 25’i hayatını kaybetti. KKKA’ya neden olan kenenin gelişiminde küresel ısınmanın tetikleyici etken olduğunu söyleyen Gargılı, “Kenenin yayılış yeri ormanlar, tarlalar. Kırsalda orman içinde tarla açılırsa, keneyle karşılaşırsınız. Yaban hayatının sayısındaki artış da yayılmasında etkili” dedi.
Evcil hayvanların, bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden, kenelere karşı ilaçlanmaması gerektiğini söyleyen Gargılı, “Ancak, çocuk parkları, kişilerin kendi bahçeleri, sınırlı mesire yerleri ilaçlanabilir” dedi.

İstanbul’un çevre şartlarının KKKA’ya neden olan keneye uygun olmadığını belirten Gargılı, “Bu kene nemi sevmiyor. Kurak, sıcak, nemin düşük olduğu, yaban hayatıyla tarlaların iç içe geçtiği yerleri seviyor, orada toprakta yaşıyor. İstanbul’da görülen vakaların yüzde 99’u, başka yerde hastalanıp tedaviye gelen ya da hastalandığını İstanbul dönüşü fark edenler” dedi.

Keklikle kene mücadelesinin doğru olmadığı söyleyen Gargılı, “KKKA görüldüğü yerlerde kekliklerin kursaklarını inceledik, kene çıkmadı. Ayrıca, keklik büyüdüğünde böcekle değil, tohumla beslenir. Keklik üretip doğaya salmanın diğer dezavantajı, kenenin en sevdiği konağın kekliğin yavru dönemi olması. Yani keklik eğer 3-5 kene yiyorsa, 100-150 de sırtında besliyor.”

Sağlık Bakanlığı kene ısırığıyla bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı risk haritasını çıkardı. Buna göre, vakalar çoğunlukla Orta Anadolu ve Orta Karadeniz bölgelerinde yani Kelkit Vadisi başta olmak üzere Gümüşhane, Tokat, Sivas, Amasya, Çorum Yozgat, Kastamonu ve Çankırı illerinde yoğunlaşıyor.

Kene yiyici Türkiye’ye özel bir BÖCEK BULUNDU

En fazla bir yıl yaşayabilen ve bir yılda 100 civarında yumurta bırakan çekirge ailesinden olan endemik böcek günde 20 civarında kene yiyor



HATAY Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miktad Doğanlar, Amanos Dağları’nda kene yiyen böcek bulunduğunu, en fazla bir yıl yaşayabilen ve bir yılda 100 civarında yumurta bırakan çekirge ailesinden olan endemik böceğin günde 20 civarında kene yediğini tespit ettiklerini söyledi.


Prof. Dr. Miktad Doğanlar, Amanos Dağları’nda uzun süredir yaptıkları inceleme ve araştırmaları değerlendirirken, ‘parşömel kanatlılar’ olarak adlandırılan endemik tür olan böcek üzerinde 2005 yılından bu yana araştırma yaptıklarını, kene ile beslenen bu böceğe Amanos ile özdeşleşmesi için ‘Eremiaphila Dagi’ adını verdiklerini belirtti. Bu böcekleri, Amanos Dağları’ndan topladıklarını ve yaban keçisi, sığır, koyun, at gibi hayvanların üzerinden topladıkları böcek ve kenelerle aynı ortama koyduklarını belirten Prof. Dr. Doğanlar, “Bu böceklerin sadece kenelerle beslendiğini tespit ettik. Yetişkin bir böcek günde 20′ye yakın keneyi yedi” dedi.

‘Kene spreyi’ yok satıyor

İlaç ve kimya sanayi alanında faaliyet sürdüren bir firma tarafından üretilen, Sağlık Bakanlığı onaylı “anti kene sprey”inden son bir ayda 100 bin satışı yapıldığı bildirdi.

İlaç ve kimya şirketinin müdürü Çiğdem Pekiner, AA muhabirinin
sorularını yanıtlarken, kene lerden korunmak için, Sağlık Bakanlığı
onaylı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından öngörülen, içinde etken madde
oranı yüzde 0,5 oranında “permethrin” içeren kene kovucu sprey
kullanılması gerektiğini söyledi.

Kene vakalarının son bir ayda artış gösterdiğini belirten Pekiner,
vakaların normalde temmuz ayında yüksek seyretmesi gerekirken mayıs
ayından itibaren artmasının “şaşırtıcı olduğunu” kaydetti.

Vatandaşların ve bazı kurumların keneden korunmak için çeşitli yöntemler
belirlediklerini ifade eden Pekiner, kene spreylerinin korunmada etkili
olduğunu söyledi.

Kenelerin türlerine göre 800 çeşit ayrı hastalığı taşıyabildiklerini ve
bunların başında Kırım-Kongo kanamalı Ateşi’nin (KKKA) geldiğini anlatan
Pekiner, riskli yerlerin çalılık, çimlik alanlar, hayvanların bulunduğu
yerler, piknik ve kamp alanları olduğunu ifade etti. Özellikle
ağaçlık, ormanlık arazilerin yakınlarına ve yoğun çimlenmiş bölgelere
dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Pekiner, risk grubundaki kişilerin
giysilerine anti kene sprey uygulamasını önerdi.

“Keneden kaynaklanan ölüm vakaları üzerine son bir ayda 100 bin adet
‘anti kene sprey’ ürünü satışı yapıldı” diyen Pekiner, önceki
dönemlerde bu rakamın aylık 25 binde sınırlı kaldığını kaydetti.

Pekiner, Türkiye çapında kendileri dışında Sağlık Bakanlığı onaylı 2
adet firmanın faaliyetini sürdürdüğünü kaydetti.

-SPREYİN KULLANILIŞI-
Firmada kimyager olarak görev yapan Orkun Cevheroğlu ise keneden
koruyucu spreylerin, uygulanacak alana 15-20 santimetre yukarıdan
püskürtülmesi gerektiğini belirterek, “Giysiler giyilmeden önce
uygulanır, kuruduktan sonra giyilmesi uygundur” dedi.

Giysilerde spreyin etkisinin 15 gün boyunca kaldığını ve keneden
koruduğunu bildiren Cevheroğlu, ürünün, kokusuz, yağsız olması nedeniyle
giysilerde leke bırakmadığını ifade etti.

Spreyin, evdeki perde, halı, kanepe, duvar, pencere gibi keneyi uzak
tutmak istenen her bölgede kullanılabileceğini anlatan Cevheroğlu, en
önemli noktanın içerikteki etken madde “permethrin”in yüzde 0,5
oranında kullanılması olduğunu söyledi. Cevheroğlu, “ABD’de silahlı
kuvvetlerde de haşere ile mücadelede bu tür ürünler kullanılmaktadır”
dedi.

Spreyin yeşil alanlarda doğrudan kullanılmasının doğal dengeyi bozucu
özelliği ve diğer canlıları da öldürmesi nedeniyle uygun görmediklerini
savunan Cevheroğlu, giysilerin üzerinde kullanılmasını önerdiklerini
sözlerine ekledi.

Anti kene spreyinin 100 mililitreliği 5 YTL, 500 mililitreliği ise 15
YTL’den satışa sunuluyor.

5 Ağustos 2008 Salı

KENE DE DİKKATLİ OLUNUZ

KENE DE DİKKATLİ OLUNUZ
Ülkemizin ve özellikle bölgemiz coğrafik yapısı ve iklimi kenelerin yaşamaları için uygun bir yapıya sahiptir. Bu sebeple hastalık, özellikle hayvancılığın yapıldığı; nemin, çalı ve çırpılı alanlar ile gür otlakların bulunduğu her yerde görülebilir. 2002 ve 2003 yıllarının bahar ve yaz aylarında ilk olarak bölge illerimizde görülen bu hastalık Sağlık Bakanlığının çalışmaları neticesinde Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olarak kabul edilmiştir. Keneler beslenmek için hayvanlardan kan emerler; kan emme sırasında aldıkları, virüsü vücutlarında çoğaltırlar ve insanlardan kan emerken bulaştırırlar.


Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinden nasıl kuşkulanılır?
Hayvancılıkla uğraşan kişilerde kene ısırması veya kene ile temas hikâyesi ya da çalı, çırpı, su kenarları veya gür otların bulunduğu alanlara piknik amaçlı veya başka sebeple gitme öyküsünden sonraki iki hafta içinde: Ateş, ani başlayan baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik ve belirgin iştahsızlıkla başlar; bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikâyetler de görülebilir. İlk günlerde, yüzde ve göğüste kızarmalar ile gözlerde kanlanmalar ortaya çıkabilir. Göğüs ve karından başlamak üzere vücuda yayılan küçük nokta şeklinde kanamalar olabilir ve bu kanamalar büyüyerek vücuda yayılabilir.

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinden korunma
Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan barınaklarına girdikten veya hayvanlarla temastan sonra, vücutta kene aranmalı, varsa uzaklaştırmalıdır.
Çalı, çırpı, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçla gidilmesi gerektiğinde pantolon paçaları çorap içine alınmalı ve dönüşte mutlaka vücut kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun bir şekilde uzaklaştırılmalıdır. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmelidir.

Kenenin vücuttan alınması
Keneler vücuttan uzaklaştırılırken kopartılmamalı, bir cımbızla, kenenin vücuda yapıştığı kısmından tutulup çivi çıkarır gibi sağa sola oynatılarak çıkarılmalıdır.

Keneler, kesinlikle elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak veya kolonya ve gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Bu uygulamalar, kenelerin kusmasına sebep olabileceğinden, kusmuktaki virüsler, kenenin kan emmek için ısırdığı yerden vücuda girebilirler.



Unutulmamalıdır ki Vücuda yapışan kene usulüne uygun olarak ne kadar kısa zamanda vücuttan uzaklaştırılırsa, hastalığın bulaşma riski de o kadar azalabilmektedir.

4 Ağustos 2008 Pazartesi

Kene ile ilgili ipuçları

Arkadaşlar keneler bildiğiniz gibi yaz aylarında ortaya çıkan ufak haşerelerdir. Eskiden ölümcül olmayan ama şimdi ölümcül olabilen bu haşerelerden korunmak oldukça zor.
ama siz genede yeşilliği bol yayla gibi yerlede uzun kol giyinmeye alttan mutlaka pantol türü şeyler giyinmeye dikkat edin.

Keneler GERÇEKTEN DE ‘kene gibi’ yapışıyorlar

Yapışacağı deriyi tükürük salarak duyarsız hale getiren kenelerin, geriye dönük dişçikleriyle cilde tutunduklarını söyleyen Prof. Dr. İnci, yapıştıkları canlının bağışıklık mekanizmasını yanlış yönlendirerek uzun süre kan emebildiğine dikkat çekiyor

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKA) sonucu ölümlerle gündeme gelen kenelerin, fizyolojik yapılarının canlılara yapışarak uzun süre kan emebilmek için çalıştığı bildirildi.

Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Başkanı, Türkiye Kene ve Kenelerle Nakledilen Hastalıklar Çalışma Grubu Kurucu Başkanı Prof. Dr. Abdullah İnci, dünyada bugüne kadar 3 aileye ait 899 kene türü varlığının bildirildiğini, bu kenelerin KKKA’nın yanı sıra çok sayıda enfeksiyona yol açtıklarını belirtti.

Kenelerin yumurtadan sonraki her gelişme döneminde kan ile beslendiğini hatırlatan İnci, kenelerin kan emmek için beş parçalı ağız organellerinden (hücre içinde belirli görevi yapmak üzere özelleşmiş ve zarla çevrilmiş yapılar) ve onu işlevsel olarak tamamlayan tükürük salgısından yararlandıklarını anlattı. Kenelerin fizyolojik yapılarının uzun süre kan emebilmek için mükemmel çalıştığını, bu nedenle halk arasında “kene gibi yapışmak” sözünün yaygınlaştığını vurgulayan İnci, kenelerin kan emme sistemlerini şöyle özetledi:

Mükemmel kan emiciler

“Keneler, yaşamlarını sürdürebilmek için mükemmel kan emicilerdir. Kan emmek için yapışacakları canlıları hareket titreşimleri, vücut ısıları ve salgıladıkları karbondioksiti takip ederek bulabilirler. Kene, önce yapışacağı deriyi tükürük salgılayarak duyarsız hale getirir. Daha sonra chelicer (şeliseri) ile deriyi açıp hipostomu içeri sokar. Tekrar tükürük salgılayarak, çevredeki damar yapısını bozup kanın dışarı sızmasını sağlar. Dışarı sızan kanın pıhtılaşması aynı tükürük salgısı ile engellenir. Böylece ağız organellerinin bulunduğu yerde kan gölü oluşarak, vücudun kasılıp gevşemesiyle kan içeri alınarak beslenme sağlanır. Kan emmenin uzun süre gerçekleşmesi için geriye dönük dişçikler uzun süre tutunma sağlar. Ayrıca, uzun süre kan emmenin karşı konulmadan tamamlanması için kene, yapıştığı canlının bağışıklık mekanizmasını yanlış yönlendirir ve bu kargaşada beslenmesini sürdürür.”

Kenelerin, yumurtlamanın ardından larva, nimf ve ergin olarak 3 aşamada hayatını sürdürdüğünü ifade eden İnci, bazı kene türlerinin tüm aşamaları tek canlı üzerinde geçirdiğini, bazılarının ise 2 veya 3 canlı üzerinde bu aşamaları tamamladığını bildirdi. Türkiye’de yaygın kene türlerinden biri olan ve beslenme konağı olarak insanı da tercih eden Hyalomma marginatum marginatum türü kenelerin de 2 canlı üzerinde hayatını tamamladığını kaydeden İnci, şöyle devam etti:

“Türkiye’de yaygın olarak görülen Hyalomma marginatum marginatum türü kene larva ve nimf dönemini tavşan, kirpi, keklik ve sülün gibi hayvanlarda beslenir. Ergin döneminde çalılıklarda toprakta bekleyen kene, daha sonra yaban domuzu, at, sığır, koyun, keçi gibi evcil büyük memeliler ve insanda 2 hafta kadar beslenir. Doyduktan sonra toprağa düşer ve yumurtlama döneminde yaklaşık 10 bin yumurta bırakabilir.”

Koyunlar kenelere karşı

Kenelerin, Türkiye’deki iklim şartlarında mart-ekim döneminde insan ve hayvanlardan kan emdiğini, ekim-mart döneminde ise kış uykusunda olduğunu belirten İnci, kenenin yol açtığı hastalıkların önlenmesi için her iki dönemde de mücadelenin önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. İnci, kenelerin kış uykusunda olduğu aylarda yapılacak mücadelenin önemli olduğunu belirtti.

Özellikle doymuş dişi bir mera kenesinin yaklaşık 10 bin yumurta yaptığı göz önüne alındığında, bu dönemdeki ilaçlı mücadelenin önemi ve gerekliliğinin daha iyi anlaşılacağını vurgulayan İnci, ayrıca kenelere karşı biyolojik mücadele yöntemlerinden de yararlanılması gerektiğini, kenelerin aktif olduğu yaz döneminde koyun, keçi ve sığır gibi çiftlik hayvanlarının uygun ilaçlarla düzenli ve periyodik olarak ilaçlanmalarının da kaçınılmaz olduğunun altını çizdi.

Kene ve kenelerin naklettiği hastalıkların önlenmesi için yürütülecek çalışmaların devlet politikası dahilinde milli projeler olarak uygulanması gerektiğinin altını çizen İnci, devlet politikası olarak koyunculuğun teşvik edilmesini önerdi. İnci, özellikle yaz aylarında kenelerin koyunlara yöneleceğini ve koyunların da düzenli ilaçlanmasıyla kenelerle başarılı mücadele yapılabileceğini sözlerine ekledi.

KENELERDEN NASIL KORUNULUR
Keneyi çıkardıktan sonra ne yapmalıyız?
Kenenin çözümü doğada gizliymiş Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi nedir?
Evcil hayvanımda kene var, nasıl çıkarabilirim?

Kene’ye bir KURBAN daha

Çankırı’nın Orta ilçesi Kalfat beldesinde kene tarafından ısırılan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKTA) hastalığı teşhisi konan bir kadın, Ankara’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Alınan bilgiye göre, geçen pazar günü rahatsızlanarak Çankırı Devlet Hastanesine yatırılan Sabriye K, durumunun ağırlaşması üzerine Ankara Numune Hastanesine sevk edildi.

Burada yapılan muayenede kene ısırmasına bağlı olarak KKKA hastalığı teşhisi konan Sabriye K, daha sonra Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Sabriye K, burada tedavi gördüğü sırada yaşamını yitirdi.

Sabriye. K, Çankırı’nın Ortaca ilçesine bağlı Kalfat beldesinde toprağa verildi.

Keneye 2 kurban daha verdik

ÇANKIRI ve Samsun’da Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığından 2 kişi daha yaşamını yitirdi.

Çankırı’nın Orta İlçesi Kalfat Beldesinde kene tarafından ısırılan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKTA) hastalığı teşhisi konan Sabriye Karaçam (68) Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Çorum’un Oğuzlar İlçesi’nden KKKA hastalığı nedeniyle Samsun OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi sevk edilen Muzaffer Kötelek (52) de kurtarılamadı.

Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne yaklaşık 1 hafta önce kene ısırığı nedeniyle Tokat’tan getirilen 22 yaşındaki 9 aylık hamile annede Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne (KKKA) rastlandı. Tedaviye alınan anne, cumartesi günü bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Bebeğin kan değerlerinin normal olduğu ve KKKA’nın görülmediği bildirildi. Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Firdevs Aktaş, “Ancak KKKA yok demek için erken. Şu anda bebek, çocuk enfeksiyonu bölümünde takip ediliyor” dedi. Aktaş, annenin durumunun da iyiye gittiğini ifade etti.

Türkiye şimdi bunu deniyor: Virüslü kenelerin soyu RADYASYONLA KURUTULACAK

Ankara Üniversitesi (AÜ) ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) ortak projesiyle, virüslü kenelerin soyu radyasyonla kurutulacak.

AÜ Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Zafer Karaer, “Laboratuvarda yetiştirilen ve radyasyonla kısırlaştırılan erkek kenelerin, doğaya salınarak dişileri döllemeleri sağlanacak. Döllenen larvaların çok azı canlı kaldığı için virüslü keneler zamanla yok olacak” dedi

Kene ölümlerinde Çorum ilk sırada

Sağlık Bakanlığı, kenelerin neden olduğu KKK’dan ölenlere ait istatistikleri açıkladı. Buna göre 2008’de toplam 37 kişi Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. 16 ilde görülen ölümlerde 7 ölümle Çorum ilk sırayı aldı

Sağlık Bakanlığı, kene ısırmasının neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nden ölenlere ait istatistikleri açıkladı. Buna göre 2008’de toplam 37 kişi Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. 16 ilde görülen ölümlerde 7 ölümle Çorum ilk sırayı aldı.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, keneden bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’ndan (KKKA) 2008 yılı içinde toplam 37 kişi hayatını kaybetti. KKKA’dan ölümlerin illere göre dağılımında ise, Çorum 7 ölümle ilk sırayı aldı. 5’er ölümle Karabük ve Tokat ikinci sırada yer aldı. Sağlık Bakanlığı, KKKA’dan ölümleri illere göre şu şekilde sıraladı:

“Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nedeniyle Çorum’da 7 kişi, Karabük ve Tokat’ta 5’er kişi, Yozgat’ta ise 4 kişi yaşamını yitirdi. Ankara’nın Kızılcahamam ve Nallıhan ilçeleri ile Kastamonu, Samsun ve Sivas’ta 2’şer kişi keneden dolayı hayatını kaybetti. Amasya, Bolu, Bingöl, Çanakkale, Çankırı, Giresun, Konya ve Rize’de ise 1’er kişi ölümcül keneden kurtulamadı.

Sol bacağından kene tarafından ısırılan 19 yaşındaki genç kız, HASTANEDE

Kars’ın Arpaçay ilçesinde kene tarafından ısırılan genç kız, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle hastaneye kaldırıldı.

Arpaçay ilçesine bağlı Büyüt Çatma köyünde yaşayan Canan Aşık(19), sol bacağından kene tarafından ısırıldı. Arkadaşlarıyla birlikte bahçede oturduktan sonra evine gelen Canan Aşık, sol bacağında acı ve şişlik hissetti. Ailesi durumu öğrenince Aşık’ı Kuyucuk Sağlık Ocağı’na götürdü. Bacağındaki kenenin sağlık ocağında çıkarılmasının ardından Aşık, KKKA hastalığı şüphesiyle Kars Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.

Kars Devlet Hastanesi’nde tahlilleri yapılan Canan Aşık, müşahede altına alındı.

Türkiye, kuş gribi belasını bitirdi ama… Kene can almaya devam ediyor: Bu kez ölen bir ÇOCUK

GÜMÜŞHANE’DE kene ısırması sonucu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yakalanan 12 yaşındaki çocuk, tedavi gördüğü hastanede öldü.

Alınan bilgiye göre, Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde yaklaşık 15 gün önce kene ısırması sonucu rahatsızlanan 12 yaşındaki Y.E., Gümüşhane Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

Burada yapılan tetkiklerden sonra KKKA tanısıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne sevk edilen Y.E., yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Yetkililer, Y.E.’nin hayatını kaybetmesiyle, Gümüşhane’de bu yıl KKKA hastalığı nedeniyle ölenlerin sayısının 3′e yükseldiğini kaydetti.

KUŞ GRİBİ BİTTİ

TÜRKİYE, Uluslararası Hayvan Hastalıkları Ofisi’ne, kuş gribinin sona erdiğini resmen bildirdi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürü Muzaffer Aydemir tarafından konuyla ilgili olarak, merkezi Paris’te bulunan Uluslararası Hayvan Hastalıkları Ofisine mektup gönderildi. Mektuba göre Türkiye’de, 18 Ocak-12 Nisan 2008 tarihleri arasında, resmi 7 kuş gribi vakası görüldü. Mektupta, kuş gribi görülen bölgelerde yapılan işlemler de sıralandı.

Kene ısırığında ne yapalım?
Kene Biyoloji
Günlük Kene Kontrolü Yapın.
Karabük’te keneye 6. kurban
Kene hastalığı nedir ?

Kene Meclis’e girdi

DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, Meclis’in 1. katında bir personelin kene tarafından ısırıldığını belirterek, “Artık keneler Meclis’e kadar geldi” dedi.

Bayındır TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyerek Sağlık Bakanlığı bünyesinde Sağlık Enformasyon Daire Başkanlığı kurulmasına ilişkin kanun teklifiyle ilgili bilgi verdi.

Bayındır’ın “Meclis’te kene var” sözleri Meclis’te panik yarattı.

Kenenin ısırdığı kişinin Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nun bulunduğu koridordaki çay ocağında görevli Saadettin Cankar olduğu ortaya çıktı.

Meclis Genel Sekreteri Ali Koca, haftada bir ilaçlama yaptıklarını belirterek, “Kenenin Meclis’te ısırdığı doğru değil” dedi. Meclis İdare Amiri Ahmet Küçük de, “10 bin civarında ziyaretçimiz var her gün. Birisiyle gelmiş olabilir” diye konuştu.

KENENİN ISIRDIĞI LİSE ÖĞRENCİSİ ÖLDÜ

Karabük’ün Eflani ilçesinde, kene ısırması sonucu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yakalanan 17 yaşındaki lise öğrencisi öldü.

Yaklaşık 10 gün önce Çamyurt Köyü Hekimli Mahallesi’nde, yüksek ateş şikayeti ile ailesi tarafından sağlık ocağına götürülen Eflani İMKB Çok Programlı Lisesi son sınıfına geçen Hatice K, pratisyen doktor tarafından ilaç yazılarak evine gönderildi.

Bir gün sonra aynı şikayetlerin görülmesi üzerine Karabük Devlet Hastanesine götürülen Hatice K, tetkiklerinde, KKKA şüphesi görülmesi üzerine Ankara’ya sevk edildi.

Genç kız, Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğü sırada yaşamını yitirdi.

Hatice K’nın cenazesi Çamyurt köyünde toprağa verildi, defin sırasında arkadaşları gözyaşlarını tutamadı.

KENENİN ISIRDIĞI YEĞENİNİ HASTANEYE YETİŞTİREN MUHTAR KALBİNE YENİLDİ

Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde bir köy muhtarı, kenenin ısırdığı yeğenini götürdüğü hastanede geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

Edinilen bilgiye göre dün akşam 22.30 sıralarında Balıkçıl Köyü Muhtarı Mevlüt Meşe (45), eve geldiğinde yeğeni Cuma Meşe’nin kene tarafından ısırıldığını öğrendi. Meşe, yeğenini otomobiliyle Elbistan Devlet Hastanesi’ne götürdü. Doktorlar Cuma Meşe’ye müdahale ettiği sırada muhtar fenalaşarak yere düştü. Kalp krizi geçirdiği anlaşılan Meşe, acil servisteki ilk müdahalesinin ardından Kahramanmaraş Devlet Hastanesi’ne sevk edildi ancak yolda hayatını kaybetti. 6 çocuk babası muhtar, Balıkçı köyünde
toprağa verildi