15 Eylül 2008 Pazartesi
Köpekten aldığı keneyi eliyle ezince öldü
Çorum’dan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle Ankara’ya sevk edilen 15 yaşındaki genç, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Çorum’un Sungurlu ilçesi Demirşeyh beldesinde Muhammed Büyükgüllü (15), önceki hafta köyde hayvan otlatırken, köpekte bulunan keneyi alarak eliyle ezdi. Daha sonra ellerini yıkamadığı öğrenilen Muhammed Büyükgüllü, iki gün sonra ateşi çıkınca olayı babası Salih Büyükgüllü’ye anlattı.
Babası tarafından Sungurlu Devlet Hastanesine getirilen genç, kan tahlilinin ardından Çorum Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Muhammed Büyükgüllü, Çorum’daki müdahalenin ardından Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle sevk edildiği Ankara Numune Hastanesi’nde dün akşam saatlerinde öldü. Gencin ölümünün ardından Büyükgüllü’nün ailesi Ankara Numune Hastanesi’ne çağrıldı. Burada aileden alınacak kan örneklerinin inceleneceği bildirildi. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığından bu yıl Çorum’da 6 kişi
Keneye çözüm bulundu mu?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla ülke gündemine gelen keneleri yakalamada ''bayrak yöntemi'' ile başarı sağlandığı bildirildi.
Ziraat Yüksek Mühendisi ve Böcek Uzmanı Derya Ulaşoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye'de yaygın olarak görülen ve çok sayıda insanın ölümüne yol açan KKKA gibi çeşitli hastalıkların etkenini taşıyan kenelerin, etkisiz hale getirilmesi amacıyla çeşitli yöntemlerin denendiğini belirtti.
Kenelere karşı ilaçlama uygulamasından önce, açık arazide kene aktivitesi tespitinin yapılması gerektiğini ifade eden Ulaşoğlu, ''Kene tespitinde etkili bir yol bayrak yöntemidir. Yöntem, bir çubuğa takılı havlunun, bahçedeki yeşilliğin üzerinde gezdirilmesinden oluşuyor. Keneler, hareket halindeki havlunun canlı olduğu izlenimiyle havluya tutunuyorlar. Dünyada kene mücadelesinde yoğun olarak kullanılan sıfır maliyetli bayrak yöntemi, Türkiye'de maalesef bilinmiyor'' dedi.
Uygulama sırasında kenelerin kıyafetlere tırmanmaması ve kayganlık sağlanması amacıyla bacağın diz altından itibaren koli bandı ile sarılmasının önem taşıdığına dikkati çeken Ulaşoğlu, şöyle konuştu:
''Korunmak amacıyla koli bandı ile sarılan ayaklara, etkisi kanıtlanmış 'repellent' (uzaklaştırıcı) de sıkılması gerekiyor. Üzerinde 'repellent' yerine 'insektisid' (böcek ilacı) yazan ürünler kesinlikle kıyafetlere dahi sıkılmamalıdır. Beyaz renkli havlu, keneleri daha çok çekecektir. Her 10 metrede havlu kontrol edilmeli, havluya yapışan keneler tür teşhisi için uzmana gönderilmek üzere kapalı kutuya alınmalıdır. Havluya çok sayıda farklı tür kene yapışabilmektedir. KKKA hastalığına neden olan nairovirüs etkenini taşıyan türler bu yöntemle yakalanabilir, ancak ota tutunmayan bir tür olan 'Hyalomma spp' için yaygınlaşmaya başlayan kuru buz yöntemi uygulanabilir.
Sivas'ta bayrak yöntemi ile yapılan deneylerde çok sayıda keneyi yakaladıklarını vurgulayan Ulaşoğlu, maliyeti bulunmayan bu uygulamayı, bahçesi bulunanların rahatlıkla deneyebileceğini kaydetti.
Kene riskinin en yoğun döneminin mart ile kasım ayları arasında olduğunu, ancak Güney Afrika'da bu sürenin tüm mevsimlere yayıldığını ifade eden Ulaşoğlu, ''Kene ısırma vakalarının bahar ve yaz mevsimlerinde yoğun olmasına karşın, kış aylarında da görülebileceği dikkate alınarak, kış mevsiminde de korunma tedbirleri sürdürülmelidir'' şeklinde konuştu.
Ulaşoğlu, son dönemde KKKA hastalığında görülen artış nedeniyle yaz aylarında çok sayıda insanın kene kontrolü için ilaçlama yöntemine başvurduğunu söyledi.
Kene korkusu ile ilaçlama yaptırılmasının yanlış olduğunu ifade eden Ulaşoğlu, sadece kene aktivitesi bulunan ortamlarda ilaçlama yapılması gerektiğini kaydetti.
Kene mücadelesinde insektisid (böcek ilacı) uygulanmasının ardından 24 ila 48 saat arasında değişen bahçeye tekrar giriş süresine uyulmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Ulaşoğlu, ''Kullanılan insektisidlerin aktif maddesi permethrin, deltamethrin, carbaryl ve cyfluthrin olabilir'' diye konuştu.
13 Eylül 2008 Cumartesi
Okul tuvaletinde kene bulundu
Edinilen bilgiye göre, Selçuklu İlköğretim Okulunun tadilatta bulunan bölümünde çalışan işçiler, öğrencilerin kullandığı tuvaletlerde 20'den fazla kene buldu.
İşçiler, önce çalıştıkları bölümde kene gördüklerini, bunun üzerine durumu okul müdürüne bildirdiklerini söyledi.
Dün gece de öğrencilerin kullandığı tuvaletlerde çok sayıda kene bulduklarını anlatan işçiler, durumu anlattıkları öğretmenlerin, keneleri alarak sağlık ocağına götürdüklerini bildirdi.
Gece çalıştıkları bölümde yattıklarını belirten işçiler, kene gördükten sonra tedirgin olduklarını kaydettiler.
Öte yandan, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri de okulda incelemelerde bulundu.
Sağlık İl Müdürü Hacı Bayram Zengin ise sağlık ocağına bırakılan kenelerin Elazığ Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesine gönderilerek, bakteri taşıyıp taşımadıklarına bakılacağını bildirdi.
11 Eylül 2008 Perşembe
Sağlık Bakanlığı’ndan ‘kene’ uyarısı
Cilde tutunmuş bir kenenin resmi. Zaman geçip kan emdikçe vücudu büyür, gövdesi kan ile dolar. Bir süre sonra kenenin tutunduğu bölge kızarır ve kaşınır.
STANBUL - Sağlık Bakanlığı, kene ısırmasıyla ortaya çıkan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı uyardı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kene ısırığına maruz kalanların, mutlaka sağlık kuruluşuna gitmesi gerektiğinin altını çizerken, Tedavi hizmetleri Genel Müdürü Turan Buzgan da, bulaşma riskine karşı hastaların kan ve vücut sıvılarıyla temastan kaçınılması gerektiğini söyledi.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi hangi mevsimde görülmektedir?
Kene Spreyi Nasıl Kullanılıyor ve Ne Kadar Etkili
* Kene kovucu spreyin etkisi 2 hafta kadardır. Yani spreyi sıktığınız giysi sizi kenelerden 2 hafta aralıksız ve eksiksiz koruyor. Giysiyi yıkasanız da etkinliğini devam ettiriyor. Ancak 2 hafta sonunda tekrar uygulamanız gerekli.
Kene Isırmalarından Korunma
1. İnsanlar kenelerden uzak tutulabilir ise bulaş önlenebilir. Bu nedenle de mümkün olduğu kadar
kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekir.
2. Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu gibi
alanlara çıplak ayak yada kısa giysiler ile gidilmemelidir.
3. Bu alanlara av yada görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını
çorap içine almaları,
4. Görevi nedeni ile risk grubunda yer alan kişilerin hayvan ve hasta insanların kan ve vücut
sıvılarından korunmak için mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske v.b. giymeleri gerekmektedir.
5. Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için haşere kovucu ilaçlar (repellent)
olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. (Bunlar sıvı, losyon, krem, katı
yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek
uygulanabilmektedir.)
6. Haşere kovucular hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca bu maddelerin
emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir.
7. Kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücut belli aralıklarla kene için aranmalıdır.
8. Vücuda yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir
cımbız veya pens yardımıyla sağa sola oynatarak alınmalıdır. Isırılan yer alkolle temizlenmelidir.
Mümkünse kenenin tanı için alkolde saklanması uygun olur.
ŞU ANDA BU ÇÖZÜM TESBİT AŞAMASINDA… Kenelere karşı atom karınca
Bakanlık, halk arasında atom karınca olarak bilinen kırmızı karıncaların kenelerle mücadelede kullanılıp kullanılamayacağını tespit çalışmalarına başladı.
Sonuç olumlu olduğu takdirde, bu karıncalar çoğaltılarak kenelerin yoğun olduğu bölgelere dağıtılacak. Atom karıncalar salgıladıkları sıvı ile keneleri bayıltarak yuvalarına götürüp bertaraf edecek.
1 Eylül 2008 Pazartesi
Bu da kene sigortası
‘KENE’nin sigortası da oldu
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığından peşpeşe ölümler yaşanınca, kene ısırığı da sigorta kapsamına alındı.
VARİSE ÖDEME
Yetkililer, her ne kadar önlem olarak pantalonları paçanın içine sokmayı önerse de kene ısırığı sonucu ortaya çıkan KKKA hastalığı ölümcül olabiliyor. Bu durum, sigortacıları da harekete geçirdi. Fortis, kenenin neden olduğu KKKA hastalığını ferdi kaza sigortaları kapsamına aldığını açıkladı. Yapılan yazılı açıklamada, sigortalının vefatı halinde poliçede yazılı sigorta bedelinin, ferdi kaza sigortası genel koşulları çerçevesinde kanuni varislere ödendiği belirtildi.
Kene’den ölümün GÖMÜSÜ de zor
AMASYA’nın Merzifon İlçesi’nde kene ısırması sonucu rahatsızlanan, kaldırıldığı Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hayatını kaybeden 62 yaşındaki çiftçi İsmail Karakaya, Sağlık İl Müdürlüğü ekiplerinin gözetiminde önceki gece toprağa verildi.
Karakaya’nın cenazesi, Yeşiltepe Köyü’nde, 2.5 metre derinliğindeki mezara tabutuyla birlikte gömüldü. Ekipler definden sonra köyde ilaçlama yaptı.
Ankara’da keneyle mücadele durum raporudur
Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, belediye ilaçlama ekipleri, havaların ısınmasıyla birlikte artış göstererek vatandaşlara rahatsızlık veren her türlü haşereye karşı etkin çalışma yürütüyor.
Başta kene olmak üzere tüm zararlılara karşı yapılan mücadeleye hem yaya ekipleri hem de araçlı ekipler katılıyor.
Özellikle kenelerden bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına yol açan virüslerle ilgili Başkentin dört bir yanındaki hayvan besihaneleri, tavuk çiftlikleri, gübrelikleri, çöp depolama alanları, açıktan akan kanallar, foseptikler, rögarlar, pazar yerleri, terk edilmiş binalar, rekreasyon alanları, 804 adet park, göl, baraj, sulak ve yeşil alanlar, kamu kurumlarındaki kapalı alanlar gibi vektör üremesine müsait yerler, 10 günlük periyotlar halinde ilaçlanarak kontrol altında tutuluyor.
Karasinek ve sivrisinek lavra merkezlerinin de etkisiz hale getirildiği bu mücadele programı, Ankara’ya bağlı tüm ilçeler, 452 mahalle, 56 köy ve 17 beldede uygulanıyor.
Yatağında bulduğu keneyi de bardak içerisine hastaneye getirdi
Yatağında bulduğu keneyi bardak içerisine koyan şahıs, keneyi incelenmek üzere Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürdü. Edinilen bilgiye göre, Keçiören Etlik’teki bir parktan akşam saatlerinde ailesiyle birlikte evine dönen Ali İhsan Demirel, yatmaya hazırlandığı sırada yatağının üzerinde kene gördü. Peçeteyle aldığı keneyi bir bardağa koyan Demirel, vakit kaybetmeden hastaneye başvurdu. Numune Hastanesi Acil Servisi’ne gelen Demirel’den kan örneği alındı. Yetkililerin keneyi Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürmesi gerektiğini söylemesi üzerine Demirel, ağzı kapalı bir bardak içerisine koyduğu keneyi Veteriner Fakültesi Prof. Dr. Selahattin Nejat Yalkı Acil Kliniği’ne teslim etti.
Ali İhsan Demirel, ailesiyle birlikte Kanuni Parkı’ndan döndükten sonra yatmak üzere olduğu sırada yorgan üzerinde dolaşan keneyi fark ettiğini söyledi. Yatağın üzerinde dolaşan keneyi peçeteyle alarak bardağın içine koyduğunu ve hastaneye başvurduğunu belirten Demirel, keneyi teslim ettiği Veteriner Fakültesi’nde kendisinden 10 YTL ücret alındığını söyleyerek, bu duruma tepki gösterdi. Veteriner Fakültesi’ne teslim edilen kenenin KKKA taşıyıcısı olup olmadığının ise 2 gün sonra belli olacağı öğrenildi.
Kene 9 yaşındaki çocuğu cinsel organından ısırdı
Akçadağ ilçesine bağlı Doğanlar köyü, Tosikler mezrasında oturan 9 yaşındaki E.T. isimli çocuk, ailesinin yanında kaysı bahçesinde çalışırken, tuvalet ihtiyacını gidermeye gittiğinde, cinsel organının üzerinde kene gördü.
Durumu annesine anlatan küçük çocuk, ailesi tarafından önce Akçadağ Devlet Hastanesi’ne, ardından da Malatya Beydağı Devlet Hastanesi’ne sevk götürüldü. Burada yapılan tahlil işleminde küçük çocukta sağlık açısından önemli bir bulguya rastlanmazken, çocuk taburcu
edildi.
Kene ısırmasından dolayı çok korktuğunu söyleyen E.T, durumu tuvalete gittiğinde fark ettiğini söyledi. Çocuğun amcası Şabettin Tosik, yeğeninin kayısı bahçesinde çalıştığını ve bu esnada cinsel organına kene yapıştığını dile getirdi. Baba Necmettin Tosik ise, tahlilde kötü bir durumun çıkmadığını belirtti.
İsveç’te KENE AŞISI aşısı yok satıyor
Kenelerin bulaştırdığı Kırım Kongo Kanamalı Ateş i (KKKA) hastalığına karşı yapılan aşı İsveç’te yok satıyor.
Türkiye gibi Avrupa’da da KKKA hastalığının yayılmasından dolayı Avrupa ülkelerine İsveç’ten çok miktarda aşı gönderildiği açıklandı.
Yetkililer, İsveç’teki aşı merkezlerinin kış mevsiminden ilaç firmalarına çok miktarda aşı siparişi verdiğini, dolay ısıyla aşı ihraçlarının İsveç’te aşı sorunu oluşturmayacağını söyledi.
Aşı merkezleri, bu yıl KKKA hastalığına karşı aşı yapt ıranların sayısının geçen seneye göre yüzde 40 artış gösterdiğini ifade etti.
KKKA virüsünü taşıyan kenelerden insanlara bulaşan hastalık dolayısıyla Türkiye’de bu yıl onlarca insan hayatını kaybetti.
‘YAZ İLAÇLAMASI KENE SAYISINI ARTIRIR’ diye uyarıyorlar
AA muhabirine bilgi veren Karaer, Türkiye’de ziraat ve hayvancılık alanında kullanılan ilaçların temel etkileşim maddelerinin aynı olduğunu belirtti. ”Bu preparatların doğadaki tahribatları ve etkileşimleri üç aşağı beş yukarı birbirine benzerdir” diyen Karaer, Türkiye’de yıllık yaklaşık 100 bin ton ilaç kullandığını söyledi.
Zafer Karaer, şöyle konuştu:
”Bu miktar Türkiye yüz ölçümüne vurulduğunda, her metrekareye düşen ilacın yarattığı tahribat, ekosistem açısından inanılmaz büyük. Sadece ilaçlar değil, Türkiye’de orman arazilerinin yakılması ve tarla amaçlı açılması da ekosistemi bozuyor. İnsanın doğayı tahrip etmesi, dönüp dolaşıp insanı vuruyor. Bu etkenler yüzünden ekosistemin bazı noktalarında kırılmalar oluşuyor. Bu noktaların dolmaması felaketlere neden oluyor.”
-”İLAÇLAR KENE YİYEN CANLILARI YOK EDİYOR”-
Karaer, kenelerin aktif ömrünün yaklaşık 5 ay sürdüğünü ve bu sürenin sonunda 5-10 bin civarında yumurta verdiğini kaydetti.
Kenelerin pasif dönemlerinin Ekim-Mart ayları arasında olduğunu aktaran Karaer, pasif dönemde toprak altında yaşayan ve kışı burada geçiren kenelerin yaz aylarında uyanarak, faaliyete geçtiğini söyledi.
Kenenin ömrü boyunca insan veya hayvanda bulunma ve kan emme döneminin 1 ay olduğunu belirten Karaer, kalan süreyi yumurtlamak veya korunmak için toprak altında geçirdiğini bildirdi.
Karaer, ”Bundan sonra sığır veya koyunda kene görülmez. Yumurtlama dönemlerinde, yerleri tespit edilmeli. İlaçlar yerine, bazı mantarlar toprağa bırakılarak kene üremesi önlenebilir veya kene yiyen canlılar toprağa bırakılabilir. Kenelerin yumurtaları topraktan dışarı çıkarılarak üremeleri için uygun ortam yok edilebilir. Bu yumurtaları kuşlar bile yer. İlaçlama yapılması zorunlu değil” diye konuştu.
Kenelerin yerlerinin tespit edilmesi ve bu bölgelerde ilaçlama yapılmasının doğru olacağını kaydeden Karaer, ”İlaçlama, kenelerin aktif döneminde, bu aylarda yapılırsa gelecek yıl sayılarında artış olur. Keneler bu dönemi toprak altında geçiriyor. Bu nedenle ilaçlar kenelerin yerine, onları yiyen canlıları yok ediyor, böylece çoğalıyorlar” dedi.
19 Ağustos 2008 Salı
Sivas'ta bir kişi KKKA'dan hayatını kaybetti
13 Ağustos 2008 Çarşamba
Yatağında bulduğu keneyi de bardak içerisine hastaneye getirdi
Yatağında bulduğu keneyi bardak içerisine koyan şahıs, keneyi incelenmek üzere Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürdü. Edinilen bilgiye göre, Keçiören Etlik’teki bir parktan akşam saatlerinde ailesiyle birlikte evine dönen Ali İhsan Demirel, yatmaya hazırlandığı sırada yatağının üzerinde kene gördü. Peçeteyle aldığı keneyi bir bardağa koyan Demirel, vakit kaybetmeden hastaneye başvurdu. Numune Hastanesi Acil Servisi’ne gelen Demirel’den kan örneği alındı. Yetkililerin keneyi Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürmesi gerektiğini söylemesi üzerine Demirel, ağzı kapalı bir bardak içerisine koyduğu keneyi Veteriner Fakültesi Prof. Dr. Selahattin Nejat Yalkı Acil Kliniği’ne teslim etti.
Ali İhsan Demirel, ailesiyle birlikte Kanuni Parkı’ndan döndükten sonra yatmak üzere olduğu sırada yorgan üzerinde dolaşan keneyi fark ettiğini söyledi. Yatağın üzerinde dolaşan keneyi peçeteyle alarak bardağın içine koyduğunu ve hastaneye başvurduğunu belirten Demirel, keneyi teslim ettiği Veteriner Fakültesi’nde kendisinden 10 YTL ücret alındığını söyleyerek, bu duruma tepki gösterdi. Veteriner Fakültesi’ne teslim edilen kenenin KKKA taşıyıcısı olup olmadığının ise 2 gün sonra belli olacağı öğrenildi.
Yatağında bulduğu keneyi de bardak içerisine hastaneye getirdi
Yatağında bulduğu keneyi bardak içerisine koyan şahıs, keneyi incelenmek üzere Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürdü. Edinilen bilgiye göre, Keçiören Etlik’teki bir parktan akşam saatlerinde ailesiyle birlikte evine dönen Ali İhsan Demirel, yatmaya hazırlandığı sırada yatağının üzerinde kene gördü. Peçeteyle aldığı keneyi bir bardağa koyan Demirel, vakit kaybetmeden hastaneye başvurdu. Numune Hastanesi Acil Servisi’ne gelen Demirel’den kan örneği alındı. Yetkililerin keneyi Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne götürmesi gerektiğini söylemesi üzerine Demirel, ağzı kapalı bir bardak içerisine koyduğu keneyi Veteriner Fakültesi Prof. Dr. Selahattin Nejat Yalkı Acil Kliniği’ne teslim etti.
Ali İhsan Demirel, ailesiyle birlikte Kanuni Parkı’ndan döndükten sonra yatmak üzere olduğu sırada yorgan üzerinde dolaşan keneyi fark ettiğini söyledi. Yatağın üzerinde dolaşan keneyi peçeteyle alarak bardağın içine koyduğunu ve hastaneye başvurduğunu belirten Demirel, keneyi teslim ettiği Veteriner Fakültesi’nde kendisinden 10 YTL ücret alındığını söyleyerek, bu duruma tepki gösterdi. Veteriner Fakültesi’ne teslim edilen kenenin KKKA taşıyıcısı olup olmadığının ise 2 gün sonra belli olacağı öğrenildi.
Ankara’da keneyle mücadele durum raporudur
Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, belediye ilaçlama ekipleri, havaların ısınmasıyla birlikte artış göstererek vatandaşlara rahatsızlık veren her türlü haşereye karşı etkin çalışma yürütüyor.
Başta kene olmak üzere tüm zararlılara karşı yapılan mücadeleye hem yaya ekipleri hem de araçlı ekipler katılıyor.
Özellikle kenelerden bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına yol açan virüslerle ilgili Başkentin dört bir yanındaki hayvan besihaneleri, tavuk çiftlikleri, gübrelikleri, çöp depolama alanları, açıktan akan kanallar, foseptikler, rögarlar, pazar yerleri, terk edilmiş binalar, rekreasyon alanları, 804 adet park, göl, baraj, sulak ve yeşil alanlar, kamu kurumlarındaki kapalı alanlar gibi vektör üremesine müsait yerler, 10 günlük periyotlar halinde ilaçlanarak kontrol altında tutuluyor.
Karasinek ve sivrisinek lavra merkezlerinin de etkisiz hale getirildiği bu mücadele programı, Ankara’ya bağlı tüm ilçeler, 452 mahalle, 56 köy ve 17 beldede uygulanıyor.
Kene Nedir? Nasıl Bir Parazittir?
Boy: 5 mm. (yeni kan emmiş dişi 1,2 cm)
Renk: Koyu kızıl kahverengi.
kırmızı kahverenginde yassı, oval bir parazittir. Kan emerek büyürler.keneler köpek dışında hayvanlarla insanlara da yapışıp kan emerler. Dışarıda keneler çimenlerde, çalılıklarda ve hayvan barınma yerlerinde bulunurlar ve buradan geçen hayvanlara yapışırlar. Hayvanlar vasıtası ile evlerin içine kadar gelirler. Ev içinde bir dişi çatlağa, yarığa yumurta bırakırsa bir kene hafta içerisinde yüzlercesi oluşur
Davranışları
Başta köpekler olmak üzere birçok diğer hayvan ve insan üzerinde yaşarlar. Köpeklerde, yetişkinleri kulak ve ayaklarda yaşarken, daha ufaklara sırt bölgesinde rastlanır. Doğada bitki ve otların üzerinde durup, oradan geçecek bir hayvanın üzerine atlarlar. Herhangi bir hayvan üzerinde girdikleri evlerde hızla çoğalırlar ve üzerinde beslenecek hayvan bulamazlarsa insanlara musallat olabilirler. Hiçbir şey yemeden sekiz aya kadar yaşayabilirler. İnsanlarda etkili çeşitli hastalıklar ve bakteriler taşıdıklarından, mücadele edilmeleri önem arz etmektedir.
Yaşam Alanları
Köpek ve diğer hayvanların bulunduğu, bitki örtüsü yoğun olan yerlerde yaşarlar. Üzerinde bulundukları hayvanın kanıyla beslendikten sonra, oradan ayrılarak kapı pencere kenarları ve süpürgeliklerde barınırlar.
Piknikte çorap, ayakkabı gibi koruyucu eşyaları çıkararak çıplakayakla çimende yürümek yanlıştır. Vatandaşlarımız bu tür bir sosyal aktiviteyle stres atma çabası içindeyken, yeni bir tehlikeyle karşılaşabilirler. Kenelerin bu tür bir hastalığa neden olduğunu bilmek ve önlem almak gerekiyor. Doğanın her yerinde keneler vardır. Dünyada keneyi yok etme çalışmaları hiçbir zaman başarılı olamamıştır. Keneyi doğadan yok edemeyeceğimize göre kendimizi korumalıyız.
Mücadele İpuçları
Kenelerin evin içinde ve dışında kontrolü zahmetlidir. Mücadelenin tekrarlanması gerekebilir. Bunun için profesyonel bir servise ihtiyaç duyulur.kısmi ve ferdi mücadele başarılı olmaz .İç ve dış alanda kenelerle mücadele oldukça zordur. Ancak birkaç uygulamadan sonra temizlenebilirler edilebilirler.
Kene Nedir ? Nasıl Çıkarılır ?
Bu hastalık ve etkeni hakkında ilk bilgiler 1944-1945 yıllarında kırımda 200 den fazla hastada yapılan araştırmalarla ortaya çıkartılmıştır.Bu hastalığın daha önceleri Orta Asya’da bilindiği adına “Kara Helak “denildiği tesbit edilmiş ve bundan dolayı da bir başka adı Orta- Asya kanamalı hummasıdır. Bu hastalık, Bulgaristan, Yugoslavya ve 1956 yılında Kongo da görülmüştür. 1969 yılında da Kırım –Kongo kanamalı ateşi olarak adlandırılmıştır.Bu hastalığa yakalanmış insanların kanından elde edilen virüslerle,hyalomma tipi kenelerden elde edilen virüsün aynı olduğu tesbit edilmiştir.
Bu hastalığın kaynakları yabani hayvanlar,domuzlar,tavşanlar,muhtemelen kuşlardır.Hastalık;Hyalomma kenelerinin kan emmesiyle bulaştırılır.Olgunlaşmamış keneler virüsü hayvanlardan alır ve erişkin hale geldikten sonra kan emdikleri insanlara bulaştırırlar.Keneler ömürleri boyunca bulaştırıcı olarak kalırlar. Kırım kanamalı ateşi ,kırsal bölgelerde çalışan insanlarda ilkbahar ve yazları özellikle Haziran-Eylül arasında görülen bir infeksiyondur.
Hastalık en az 1 yıl süren bağışıklık verir.Türkiye de insanlarda bu virüse karşı antikorlar bulunmuştur.Bu hastalıkta virüs,ateşli dönem sırasında kanda bulunmaktadır.Deri ve iç organlardaki kanamalar küçük damarların çeperlerinin bozulmasına bağlıdır.
Kırım kanamalı ateşinde kuluçka devri 7-12 gündür.Ateş 5-12 gün devam eder ara ara 1-2 gün süren ateşsiz dönemler bulunabilir.Hastalığın 4-6. günü kanamalar başlar.
KLİNİK TANIMLAMA
Klinik semptomlar; Karaciğer ve endotel hasarı ile trombosit,lökosit sayısındaki düşüşün bir sonucu olarak ortaya çıkar. Ateş,kırıklık ,baş ağrısı,halsizlik,aşırı duyarlılık,kollarda bacaklarda ve sırtta şiddetli ağrı ve belirgin bir iştahsızlıkla başlar.Bazen kusma,karın ağrısı veya ishal olabilir.Boğaz muhat zarında döküntü,diş etlerinde ve burunda kanama,deride purpura lekeleri,ağır vakalarda mideden,barsaktan ve uterustan kanamalar belirir.İlk günlerde yüz ve göğüste peteşiler(kanamalar) ve konjonktivalarda kızarıklık dikkati çeker.Gövde ve ekstremitelerde ekimozlar (kanama alanları) oluşup idrardan kan gelebilir. Genellikle hepatit görülür.Karaciğer fonksiyon testleri bozulur.
Ağır olgularda hastalığın 5. gününden itibaren hepatorenal(karaciğer, böbrek) ve akciğer yetersizlikleri görülebilir.Ateş 5veya 12. güne kadar çıkar ve lizisle düşer.Nekahat dönemi uzun sürer.Ölüm olayları daha çok hastalığın2.haftalarında (5-14 gün)görülebilmektedir.Bu oran %30-50 ‘lere ulaşabilmektedir.İyileşme hastalığın 9. ve 10. günlerinde olmaktadır.
LABORATUAR BULGULARI
Özellikle lökopeni ve trombositopeni dikkati çeker.AST,ALT,Kreatin kinaz(CK), bilirubin değerlerin de yükselme, ALP,GGT ve LDH değerlerinde yükselme takip eder.PT,aPTT ve diğer pıhtılaşma testlerinde belirgin bozukluklar görülebilir.
BULAŞMA YOLLARI
Bulaşmada hyalomma soyuna ait keneler daha büyük bir yere sahiptir.30 tane kene türü bu hastalığı bulaştırabilir.
Henüz ergin döneme gelmemiş olan Hyalomma soyuna ait keneler ,küçük omurgalılardan kan emerken virüsleri alır ve gelişme evrelerine kadar muhafaza ederler.Keneler insan veya hayvanlardan kan emerken virüsleri bulaştırırlar.
Küçük omurgalılar ve özellikle yerde beslenen kuşlar,keneleri enfekte eden en önemli konak gurubunu oluşturur.Keneler bu konaklardan zaman zaman kan emerler.
Enfekte hayvanların kan ve dokuları ile temas sonucu da geçiş olabilmektedir.Ayrıca nozokomiyal enfeksiyon oluşturma riski de bildirilmektedir.Enfekte kan,ifrazat veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda kuluçka süresi 5-6 gün en fazla 13 gün olabilmektedir.
KORUNMA YOLLARI
-Kene bölgesindeki insanların vücudlarını düzenli olarak kene yönünden muayene etmeleri gerekir.
-Kene varsa bir cımbızla kenenin vücuda yapıştığı yerden tutarak,koparmadan,patlatmadan bir çivi çıkarır gibi çıkarmak gerekir.
-Kene üzerine herhangi bir kimyasal madde (Alkol,gaz yağı,kolonya,deterjan vs.) kesinlikle dökülmemelidir.Çünkü kene bu sırada kusarak mikrobu vücuda bulaştırabilir.
-Hastaya ait kan ve vücud sıvıları,ifrazatlarla temasla bulaşabileceğinden koruma önlemleri (Eldiven,maskevs.) alarak hastayla temas edilmelidir.
-Böcek kaçıran ilaçların kullanımı ile kenelerin vücuda yapışması önlenebilir.
-Hayvanlarda ki keneler için düzenli olarak ilaçlama yapılması gerekir.
-Hayvan barınak yerlerin kenelerin yapışamayacağı şekilde sıvanıp ,badanalanması gerekir.
-Piknik alanlarının,küçük omurgalıların bulunabileceği ortamların ilaçlanarak kenelerle mücadele edilmesi gerekir.
TEDAVİ
Destek tedavisi yapılmalıdır.Tam kan veya kan komponentlerinin replasmanı yapılabilir.Spesifik tedavisi bulunmamasına rağmen antiviral ilaçlardan RİBAVİRİN ‘ in oral veya parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir.Ribavirinin parenteral formunun oldukça etkili olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.Ribavirinin hemolitik anemi gibi önemli bir yan etkisi olabileceği unutulmadan takip edilmelidir.Ayrıca hastalıktan iyi olanların SERUMLARININ yararlı olduğu bildirilmiştir.
12 Ağustos 2008 Salı
3 bakan KENE ZİRVESİ yaptı; zirvenin sonucu açıklandı: Kene, evet gerçekten bir BİYOLOJİK SİLAH
KKKA VE KENE KONULU ZİRVE KARARLARI
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan kenenin, Türkiye’de biyolojik silah olarak kullanılma ihtimaline yönelik iddialar üzerine, ”Bu tür şeyleri biyolojik silah olarak kullanmak mümkün ama elde ettiğimiz bulgular ve bunların değerlendirilmesi sonucunda, Türkiye’de şu anda biyolojik bir silah olarak ortaya çıktığı kanaatinde değiliz” dedi.
Buzgan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun dün gerçekleştirdiği KKKA ve Kene konulu zirvede alınan kararları açıkladı.
Buzgan, Türkiye’de hastalıkla ilişkili bulunan ”Hya/omma marginafum marginafum” isimli kene türünün, yaban hayatı ile yakından ilişkili olduğunu, kenenin genç ve küçük formlarının küçük yabani hayvanlara, erişkin evrelerinde ise büyük yabani ve evcil hayvanlara yapışarak kan emdiğini ve virüsü naklettiğini kaydetti.
Buzgan, ”Hastalığın ülkemizde varlığının anlaşıldığı 2003 yılından günümüze kadar 7 sağlık personeline bulaşma olmuş, 6’sı şifa ile sonuçlanmış, 1 personelimiz ise 2006 yılında tüm çabalara rağmen kaybedilmiştir” dedi.
Hastalığın tedavisinde ve korunmada uygulanabilecek, etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir ilaç ve aşı bulunmadığını hatırlatan Buzgan, şunları kaydetti:
”25 Haziran 2008 tarihi itibarıyla 2008 yılı vaka sayısı 492, kaybedilen hasta sayısı 30′dur. 2002 yılından günümüze kadar bin 100 köyde 2 bin 312 KKKA vakası tespit edilmiş, bu hastaların 122’si kaybedilmiştir.”
İşte Türkiye’nin KENE HARİTASI… Bu kene nemi sevmediği için henüz İstanbul’a GELEMEDİ
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Veteriner Fakültesi Parazitoloji öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşen Gargılı, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) bulaştıran “hyalomma marginatum” kenesinin ilk 1960’larda Türkiye’de görüldüğünü, küresel ısınmanın bu türün popülasyonunu artırdığını belirtti. Gargılı, ölümlerin keneden değil bilgisizlikten olduğunu belirtti.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, bu yıl 349 kişi KKKA’ya yakalandı, bunlardan 25’i hayatını kaybetti. KKKA’ya neden olan kenenin gelişiminde küresel ısınmanın tetikleyici etken olduğunu söyleyen Gargılı, “Kenenin yayılış yeri ormanlar, tarlalar. Kırsalda orman içinde tarla açılırsa, keneyle karşılaşırsınız. Yaban hayatının sayısındaki artış da yayılmasında etkili” dedi.
Evcil hayvanların, bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden, kenelere karşı ilaçlanmaması gerektiğini söyleyen Gargılı, “Ancak, çocuk parkları, kişilerin kendi bahçeleri, sınırlı mesire yerleri ilaçlanabilir” dedi.
İstanbul’un çevre şartlarının KKKA’ya neden olan keneye uygun olmadığını belirten Gargılı, “Bu kene nemi sevmiyor. Kurak, sıcak, nemin düşük olduğu, yaban hayatıyla tarlaların iç içe geçtiği yerleri seviyor, orada toprakta yaşıyor. İstanbul’da görülen vakaların yüzde 99’u, başka yerde hastalanıp tedaviye gelen ya da hastalandığını İstanbul dönüşü fark edenler” dedi.
Keklikle kene mücadelesinin doğru olmadığı söyleyen Gargılı, “KKKA görüldüğü yerlerde kekliklerin kursaklarını inceledik, kene çıkmadı. Ayrıca, keklik büyüdüğünde böcekle değil, tohumla beslenir. Keklik üretip doğaya salmanın diğer dezavantajı, kenenin en sevdiği konağın kekliğin yavru dönemi olması. Yani keklik eğer 3-5 kene yiyorsa, 100-150 de sırtında besliyor.”
Sağlık Bakanlığı kene ısırığıyla bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı risk haritasını çıkardı. Buna göre, vakalar çoğunlukla Orta Anadolu ve Orta Karadeniz bölgelerinde yani Kelkit Vadisi başta olmak üzere Gümüşhane, Tokat, Sivas, Amasya, Çorum Yozgat, Kastamonu ve Çankırı illerinde yoğunlaşıyor.
Kene yiyici Türkiye’ye özel bir BÖCEK BULUNDU
HATAY Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miktad Doğanlar, Amanos Dağları’nda kene yiyen böcek bulunduğunu, en fazla bir yıl yaşayabilen ve bir yılda 100 civarında yumurta bırakan çekirge ailesinden olan endemik böceğin günde 20 civarında kene yediğini tespit ettiklerini söyledi.
Prof. Dr. Miktad Doğanlar, Amanos Dağları’nda uzun süredir yaptıkları inceleme ve araştırmaları değerlendirirken, ‘parşömel kanatlılar’ olarak adlandırılan endemik tür olan böcek üzerinde 2005 yılından bu yana araştırma yaptıklarını, kene ile beslenen bu böceğe Amanos ile özdeşleşmesi için ‘Eremiaphila Dagi’ adını verdiklerini belirtti. Bu böcekleri, Amanos Dağları’ndan topladıklarını ve yaban keçisi, sığır, koyun, at gibi hayvanların üzerinden topladıkları böcek ve kenelerle aynı ortama koyduklarını belirten Prof. Dr. Doğanlar, “Bu böceklerin sadece kenelerle beslendiğini tespit ettik. Yetişkin bir böcek günde 20′ye yakın keneyi yedi” dedi.
‘Kene spreyi’ yok satıyor
İlaç ve kimya şirketinin müdürü Çiğdem Pekiner, AA muhabirinin
sorularını yanıtlarken, kene lerden korunmak için, Sağlık Bakanlığı
onaylı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından öngörülen, içinde etken madde
oranı yüzde 0,5 oranında “permethrin” içeren kene kovucu sprey
kullanılması gerektiğini söyledi.
Kene vakalarının son bir ayda artış gösterdiğini belirten Pekiner,
vakaların normalde temmuz ayında yüksek seyretmesi gerekirken mayıs
ayından itibaren artmasının “şaşırtıcı olduğunu” kaydetti.
Vatandaşların ve bazı kurumların keneden korunmak için çeşitli yöntemler
belirlediklerini ifade eden Pekiner, kene spreylerinin korunmada etkili
olduğunu söyledi.
Kenelerin türlerine göre 800 çeşit ayrı hastalığı taşıyabildiklerini ve
bunların başında Kırım-Kongo kanamalı Ateşi’nin (KKKA) geldiğini anlatan
Pekiner, riskli yerlerin çalılık, çimlik alanlar, hayvanların bulunduğu
yerler, piknik ve kamp alanları olduğunu ifade etti. Özellikle
ağaçlık, ormanlık arazilerin yakınlarına ve yoğun çimlenmiş bölgelere
dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Pekiner, risk grubundaki kişilerin
giysilerine anti kene sprey uygulamasını önerdi.
“Keneden kaynaklanan ölüm vakaları üzerine son bir ayda 100 bin adet
‘anti kene sprey’ ürünü satışı yapıldı” diyen Pekiner, önceki
dönemlerde bu rakamın aylık 25 binde sınırlı kaldığını kaydetti.
Pekiner, Türkiye çapında kendileri dışında Sağlık Bakanlığı onaylı 2
adet firmanın faaliyetini sürdürdüğünü kaydetti.
-SPREYİN KULLANILIŞI-
Firmada kimyager olarak görev yapan Orkun Cevheroğlu ise keneden
koruyucu spreylerin, uygulanacak alana 15-20 santimetre yukarıdan
püskürtülmesi gerektiğini belirterek, “Giysiler giyilmeden önce
uygulanır, kuruduktan sonra giyilmesi uygundur” dedi.
Giysilerde spreyin etkisinin 15 gün boyunca kaldığını ve keneden
koruduğunu bildiren Cevheroğlu, ürünün, kokusuz, yağsız olması nedeniyle
giysilerde leke bırakmadığını ifade etti.
Spreyin, evdeki perde, halı, kanepe, duvar, pencere gibi keneyi uzak
tutmak istenen her bölgede kullanılabileceğini anlatan Cevheroğlu, en
önemli noktanın içerikteki etken madde “permethrin”in yüzde 0,5
oranında kullanılması olduğunu söyledi. Cevheroğlu, “ABD’de silahlı
kuvvetlerde de haşere ile mücadelede bu tür ürünler kullanılmaktadır”
dedi.
Spreyin yeşil alanlarda doğrudan kullanılmasının doğal dengeyi bozucu
özelliği ve diğer canlıları da öldürmesi nedeniyle uygun görmediklerini
savunan Cevheroğlu, giysilerin üzerinde kullanılmasını önerdiklerini
sözlerine ekledi.
Anti kene spreyinin 100 mililitreliği 5 YTL, 500 mililitreliği ise 15
YTL’den satışa sunuluyor.
5 Ağustos 2008 Salı
KENE DE DİKKATLİ OLUNUZ
Ülkemizin ve özellikle bölgemiz coğrafik yapısı ve iklimi kenelerin yaşamaları için uygun bir yapıya sahiptir. Bu sebeple hastalık, özellikle hayvancılığın yapıldığı; nemin, çalı ve çırpılı alanlar ile gür otlakların bulunduğu her yerde görülebilir. 2002 ve 2003 yıllarının bahar ve yaz aylarında ilk olarak bölge illerimizde görülen bu hastalık Sağlık Bakanlığının çalışmaları neticesinde Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olarak kabul edilmiştir. Keneler beslenmek için hayvanlardan kan emerler; kan emme sırasında aldıkları, virüsü vücutlarında çoğaltırlar ve insanlardan kan emerken bulaştırırlar.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinden nasıl kuşkulanılır?
Hayvancılıkla uğraşan kişilerde kene ısırması veya kene ile temas hikâyesi ya da çalı, çırpı, su kenarları veya gür otların bulunduğu alanlara piknik amaçlı veya başka sebeple gitme öyküsünden sonraki iki hafta içinde: Ateş, ani başlayan baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik ve belirgin iştahsızlıkla başlar; bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikâyetler de görülebilir. İlk günlerde, yüzde ve göğüste kızarmalar ile gözlerde kanlanmalar ortaya çıkabilir. Göğüs ve karından başlamak üzere vücuda yayılan küçük nokta şeklinde kanamalar olabilir ve bu kanamalar büyüyerek vücuda yayılabilir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinden korunma
Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan barınaklarına girdikten veya hayvanlarla temastan sonra, vücutta kene aranmalı, varsa uzaklaştırmalıdır.
Çalı, çırpı, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçla gidilmesi gerektiğinde pantolon paçaları çorap içine alınmalı ve dönüşte mutlaka vücut kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun bir şekilde uzaklaştırılmalıdır. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmelidir.
Kenenin vücuttan alınması
Keneler vücuttan uzaklaştırılırken kopartılmamalı, bir cımbızla, kenenin vücuda yapıştığı kısmından tutulup çivi çıkarır gibi sağa sola oynatılarak çıkarılmalıdır.
Keneler, kesinlikle elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak veya kolonya ve gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Bu uygulamalar, kenelerin kusmasına sebep olabileceğinden, kusmuktaki virüsler, kenenin kan emmek için ısırdığı yerden vücuda girebilirler.
Unutulmamalıdır ki Vücuda yapışan kene usulüne uygun olarak ne kadar kısa zamanda vücuttan uzaklaştırılırsa, hastalığın bulaşma riski de o kadar azalabilmektedir.
4 Ağustos 2008 Pazartesi
Kene ile ilgili ipuçları
ama siz genede yeşilliği bol yayla gibi yerlede uzun kol giyinmeye alttan mutlaka pantol türü şeyler giyinmeye dikkat edin.
Keneler GERÇEKTEN DE ‘kene gibi’ yapışıyorlar
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKA) sonucu ölümlerle gündeme gelen kenelerin, fizyolojik yapılarının canlılara yapışarak uzun süre kan emebilmek için çalıştığı bildirildi.
Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Başkanı, Türkiye Kene ve Kenelerle Nakledilen Hastalıklar Çalışma Grubu Kurucu Başkanı Prof. Dr. Abdullah İnci, dünyada bugüne kadar 3 aileye ait 899 kene türü varlığının bildirildiğini, bu kenelerin KKKA’nın yanı sıra çok sayıda enfeksiyona yol açtıklarını belirtti.
Kenelerin yumurtadan sonraki her gelişme döneminde kan ile beslendiğini hatırlatan İnci, kenelerin kan emmek için beş parçalı ağız organellerinden (hücre içinde belirli görevi yapmak üzere özelleşmiş ve zarla çevrilmiş yapılar) ve onu işlevsel olarak tamamlayan tükürük salgısından yararlandıklarını anlattı. Kenelerin fizyolojik yapılarının uzun süre kan emebilmek için mükemmel çalıştığını, bu nedenle halk arasında “kene gibi yapışmak” sözünün yaygınlaştığını vurgulayan İnci, kenelerin kan emme sistemlerini şöyle özetledi:
Mükemmel kan emiciler
“Keneler, yaşamlarını sürdürebilmek için mükemmel kan emicilerdir. Kan emmek için yapışacakları canlıları hareket titreşimleri, vücut ısıları ve salgıladıkları karbondioksiti takip ederek bulabilirler. Kene, önce yapışacağı deriyi tükürük salgılayarak duyarsız hale getirir. Daha sonra chelicer (şeliseri) ile deriyi açıp hipostomu içeri sokar. Tekrar tükürük salgılayarak, çevredeki damar yapısını bozup kanın dışarı sızmasını sağlar. Dışarı sızan kanın pıhtılaşması aynı tükürük salgısı ile engellenir. Böylece ağız organellerinin bulunduğu yerde kan gölü oluşarak, vücudun kasılıp gevşemesiyle kan içeri alınarak beslenme sağlanır. Kan emmenin uzun süre gerçekleşmesi için geriye dönük dişçikler uzun süre tutunma sağlar. Ayrıca, uzun süre kan emmenin karşı konulmadan tamamlanması için kene, yapıştığı canlının bağışıklık mekanizmasını yanlış yönlendirir ve bu kargaşada beslenmesini sürdürür.”
Kenelerin, yumurtlamanın ardından larva, nimf ve ergin olarak 3 aşamada hayatını sürdürdüğünü ifade eden İnci, bazı kene türlerinin tüm aşamaları tek canlı üzerinde geçirdiğini, bazılarının ise 2 veya 3 canlı üzerinde bu aşamaları tamamladığını bildirdi. Türkiye’de yaygın kene türlerinden biri olan ve beslenme konağı olarak insanı da tercih eden Hyalomma marginatum marginatum türü kenelerin de 2 canlı üzerinde hayatını tamamladığını kaydeden İnci, şöyle devam etti:
“Türkiye’de yaygın olarak görülen Hyalomma marginatum marginatum türü kene larva ve nimf dönemini tavşan, kirpi, keklik ve sülün gibi hayvanlarda beslenir. Ergin döneminde çalılıklarda toprakta bekleyen kene, daha sonra yaban domuzu, at, sığır, koyun, keçi gibi evcil büyük memeliler ve insanda 2 hafta kadar beslenir. Doyduktan sonra toprağa düşer ve yumurtlama döneminde yaklaşık 10 bin yumurta bırakabilir.”
Koyunlar kenelere karşı
Kenelerin, Türkiye’deki iklim şartlarında mart-ekim döneminde insan ve hayvanlardan kan emdiğini, ekim-mart döneminde ise kış uykusunda olduğunu belirten İnci, kenenin yol açtığı hastalıkların önlenmesi için her iki dönemde de mücadelenin önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. İnci, kenelerin kış uykusunda olduğu aylarda yapılacak mücadelenin önemli olduğunu belirtti.
Özellikle doymuş dişi bir mera kenesinin yaklaşık 10 bin yumurta yaptığı göz önüne alındığında, bu dönemdeki ilaçlı mücadelenin önemi ve gerekliliğinin daha iyi anlaşılacağını vurgulayan İnci, ayrıca kenelere karşı biyolojik mücadele yöntemlerinden de yararlanılması gerektiğini, kenelerin aktif olduğu yaz döneminde koyun, keçi ve sığır gibi çiftlik hayvanlarının uygun ilaçlarla düzenli ve periyodik olarak ilaçlanmalarının da kaçınılmaz olduğunun altını çizdi.
Kene ve kenelerin naklettiği hastalıkların önlenmesi için yürütülecek çalışmaların devlet politikası dahilinde milli projeler olarak uygulanması gerektiğinin altını çizen İnci, devlet politikası olarak koyunculuğun teşvik edilmesini önerdi. İnci, özellikle yaz aylarında kenelerin koyunlara yöneleceğini ve koyunların da düzenli ilaçlanmasıyla kenelerle başarılı mücadele yapılabileceğini sözlerine ekledi.
KENELERDEN NASIL KORUNULUR
Keneyi çıkardıktan sonra ne yapmalıyız?
Kenenin çözümü doğada gizliymiş Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi nedir?
Evcil hayvanımda kene var, nasıl çıkarabilirim?
Kene’ye bir KURBAN daha
Alınan bilgiye göre, geçen pazar günü rahatsızlanarak Çankırı Devlet Hastanesine yatırılan Sabriye K, durumunun ağırlaşması üzerine Ankara Numune Hastanesine sevk edildi.
Burada yapılan muayenede kene ısırmasına bağlı olarak KKKA hastalığı teşhisi konan Sabriye K, daha sonra Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Sabriye K, burada tedavi gördüğü sırada yaşamını yitirdi.
Sabriye. K, Çankırı’nın Ortaca ilçesine bağlı Kalfat beldesinde toprağa verildi.
Keneye 2 kurban daha verdik
Çankırı’nın Orta İlçesi Kalfat Beldesinde kene tarafından ısırılan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKTA) hastalığı teşhisi konan Sabriye Karaçam (68) Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Çorum’un Oğuzlar İlçesi’nden KKKA hastalığı nedeniyle Samsun OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi sevk edilen Muzaffer Kötelek (52) de kurtarılamadı.
Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesi’ne yaklaşık 1 hafta önce kene ısırığı nedeniyle Tokat’tan getirilen 22 yaşındaki 9 aylık hamile annede Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne (KKKA) rastlandı. Tedaviye alınan anne, cumartesi günü bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Bebeğin kan değerlerinin normal olduğu ve KKKA’nın görülmediği bildirildi. Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Firdevs Aktaş, “Ancak KKKA yok demek için erken. Şu anda bebek, çocuk enfeksiyonu bölümünde takip ediliyor” dedi. Aktaş, annenin durumunun da iyiye gittiğini ifade etti.
Türkiye şimdi bunu deniyor: Virüslü kenelerin soyu RADYASYONLA KURUTULACAK
AÜ Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Zafer Karaer, “Laboratuvarda yetiştirilen ve radyasyonla kısırlaştırılan erkek kenelerin, doğaya salınarak dişileri döllemeleri sağlanacak. Döllenen larvaların çok azı canlı kaldığı için virüslü keneler zamanla yok olacak” dedi
Kene ölümlerinde Çorum ilk sırada
Sağlık Bakanlığı, kene ısırmasının neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nden ölenlere ait istatistikleri açıkladı. Buna göre 2008’de toplam 37 kişi Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. 16 ilde görülen ölümlerde 7 ölümle Çorum ilk sırayı aldı.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, keneden bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’ndan (KKKA) 2008 yılı içinde toplam 37 kişi hayatını kaybetti. KKKA’dan ölümlerin illere göre dağılımında ise, Çorum 7 ölümle ilk sırayı aldı. 5’er ölümle Karabük ve Tokat ikinci sırada yer aldı. Sağlık Bakanlığı, KKKA’dan ölümleri illere göre şu şekilde sıraladı:
“Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nedeniyle Çorum’da 7 kişi, Karabük ve Tokat’ta 5’er kişi, Yozgat’ta ise 4 kişi yaşamını yitirdi. Ankara’nın Kızılcahamam ve Nallıhan ilçeleri ile Kastamonu, Samsun ve Sivas’ta 2’şer kişi keneden dolayı hayatını kaybetti. Amasya, Bolu, Bingöl, Çanakkale, Çankırı, Giresun, Konya ve Rize’de ise 1’er kişi ölümcül keneden kurtulamadı.
Sol bacağından kene tarafından ısırılan 19 yaşındaki genç kız, HASTANEDE
Arpaçay ilçesine bağlı Büyüt Çatma köyünde yaşayan Canan Aşık(19), sol bacağından kene tarafından ısırıldı. Arkadaşlarıyla birlikte bahçede oturduktan sonra evine gelen Canan Aşık, sol bacağında acı ve şişlik hissetti. Ailesi durumu öğrenince Aşık’ı Kuyucuk Sağlık Ocağı’na götürdü. Bacağındaki kenenin sağlık ocağında çıkarılmasının ardından Aşık, KKKA hastalığı şüphesiyle Kars Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.
Kars Devlet Hastanesi’nde tahlilleri yapılan Canan Aşık, müşahede altına alındı.
Türkiye, kuş gribi belasını bitirdi ama… Kene can almaya devam ediyor: Bu kez ölen bir ÇOCUK
Alınan bilgiye göre, Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde yaklaşık 15 gün önce kene ısırması sonucu rahatsızlanan 12 yaşındaki Y.E., Gümüşhane Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
Burada yapılan tetkiklerden sonra KKKA tanısıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne sevk edilen Y.E., yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Yetkililer, Y.E.’nin hayatını kaybetmesiyle, Gümüşhane’de bu yıl KKKA hastalığı nedeniyle ölenlerin sayısının 3′e yükseldiğini kaydetti.
KUŞ GRİBİ BİTTİ
TÜRKİYE, Uluslararası Hayvan Hastalıkları Ofisi’ne, kuş gribinin sona erdiğini resmen bildirdi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürü Muzaffer Aydemir tarafından konuyla ilgili olarak, merkezi Paris’te bulunan Uluslararası Hayvan Hastalıkları Ofisine mektup gönderildi. Mektuba göre Türkiye’de, 18 Ocak-12 Nisan 2008 tarihleri arasında, resmi 7 kuş gribi vakası görüldü. Mektupta, kuş gribi görülen bölgelerde yapılan işlemler de sıralandı.
Kene ısırığında ne yapalım?
Kene Biyoloji
Günlük Kene Kontrolü Yapın.
Karabük’te keneye 6. kurban
Kene hastalığı nedir ?
Kene Meclis’e girdi
Bayındır TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyerek Sağlık Bakanlığı bünyesinde Sağlık Enformasyon Daire Başkanlığı kurulmasına ilişkin kanun teklifiyle ilgili bilgi verdi.
Bayındır’ın “Meclis’te kene var” sözleri Meclis’te panik yarattı.
Kenenin ısırdığı kişinin Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nun bulunduğu koridordaki çay ocağında görevli Saadettin Cankar olduğu ortaya çıktı.
Meclis Genel Sekreteri Ali Koca, haftada bir ilaçlama yaptıklarını belirterek, “Kenenin Meclis’te ısırdığı doğru değil” dedi. Meclis İdare Amiri Ahmet Küçük de, “10 bin civarında ziyaretçimiz var her gün. Birisiyle gelmiş olabilir” diye konuştu.
KENENİN ISIRDIĞI LİSE ÖĞRENCİSİ ÖLDÜ
Yaklaşık 10 gün önce Çamyurt Köyü Hekimli Mahallesi’nde, yüksek ateş şikayeti ile ailesi tarafından sağlık ocağına götürülen Eflani İMKB Çok Programlı Lisesi son sınıfına geçen Hatice K, pratisyen doktor tarafından ilaç yazılarak evine gönderildi.
Bir gün sonra aynı şikayetlerin görülmesi üzerine Karabük Devlet Hastanesine götürülen Hatice K, tetkiklerinde, KKKA şüphesi görülmesi üzerine Ankara’ya sevk edildi.
Genç kız, Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğü sırada yaşamını yitirdi.
Hatice K’nın cenazesi Çamyurt köyünde toprağa verildi, defin sırasında arkadaşları gözyaşlarını tutamadı.
KENENİN ISIRDIĞI YEĞENİNİ HASTANEYE YETİŞTİREN MUHTAR KALBİNE YENİLDİ
Edinilen bilgiye göre dün akşam 22.30 sıralarında Balıkçıl Köyü Muhtarı Mevlüt Meşe (45), eve geldiğinde yeğeni Cuma Meşe’nin kene tarafından ısırıldığını öğrendi. Meşe, yeğenini otomobiliyle Elbistan Devlet Hastanesi’ne götürdü. Doktorlar Cuma Meşe’ye müdahale ettiği sırada muhtar fenalaşarak yere düştü. Kalp krizi geçirdiği anlaşılan Meşe, acil servisteki ilk müdahalesinin ardından Kahramanmaraş Devlet Hastanesi’ne sevk edildi ancak yolda hayatını kaybetti. 6 çocuk babası muhtar, Balıkçı köyünde
toprağa verildi
29 Temmuz 2008 Salı
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığından Korunma ve kontrol
Ø Hasta ve hastanın vücut sıvıları ile temas sırasında mutlaka önlemler (eldiven, önlük, gözlük, maske vb.) alınmalıdır.
Ø Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında da gerekli korunma önlemleri alınmalıdır.
Ø Kenelerden uzak durulmalı ve kenelerin kan emmeleri engellenmelidir.
Ø Kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınılması
Ø Kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunulması durumunda,
Ø Vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli;
Ø Vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli,
Ø Yapışan keneler ise kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır.
Ø Piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar
Ø Döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır.
Ø Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir.
Hayvan sahipleri :
Ø Hayvanlarını kenelere karşı ilaçlamalı,
Ø Hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkan vermeyecek şekilde yapılmalı,
Ø Çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır.
UNUTMAYINIZ !!!
Vücuda yapışan kene ne kadar kısa zamanda vücuttan uzaklaşırsa, hastalığın bulaşma riski de o kadar azalabilmektedir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığının Tedavisi Var mıdır?
Ø Yukardaki belirtilerin görülmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulursa, hastalığın teşhis ve tedavisi için gerekenler yapılabilmektedir.
Bu konu hakkındaki bilgiler DAKP projesinde yayınlanmıştır.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığının Belirtileri,
• Halsizlik
• Ateş
• Kas ağrısı
• Baş ağrısı
• Boğaz ağrısı
• Bulantı
• Kusma
• İshal
• Sıklıkla ani başlayan
• Aşırı halsizlik, yorgunluk,
• Eklem ve kas ağrısı,
• Karın ağrısı,
Başlangıç Bulgularını Takiben
(Kanama Bulguları)
Ø Deri altına kanama
Ø Burun kanaması,
Ø Diş eti kanaması,
Ø Dışkı ve idrarda kan
Ø İç organlarda kanama.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı Risk Grupları
Ø Tarım çalışanları
Ø Hayvancılık yapanlar(Çiftlik çalışanları, Çobanlar , Mezbaha çalışanları, Kasaplar )
Ø Veteriner Hekimler
Ø Piknik yapanlar
Ø Askerler
Ø Kamp yapanlar
Ø Deri fabrikası çalışanları RİSK ALTINDADIR
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı Nasıl Bulaşır?
İnsanlara nasıl bulaşır?
Ø Hasta kenelerin ısırması veya kene kırma sırasında, hasta hayvanların kesilmesi sırasında,
Ø Hayvana ait kan ve dokulara temas ile
Ø Hastalardan (hastanede, toplumda) direkt temas, hasta doku ve kan teması ile, laboratuardan direkt temas ile deriden veya havadan, hava yolu, hasta hayvanın sütünün içilmesi ile bulaşır.
Ø Hastalık İnsanlarda öldürücü olabilmekteyken hayvanlarda belirtisiz seyreder.
Ø KKHA mevsimsel özellik gösterir, taşıyıcı kenelerin hareketleri sıcak mevsimde artar
Ø Genelde çoğu olgu Haziran-Eylül arasında
Ø Türkiye’de Mayıs-Ekim arasında görülmektedir
27 Temmuz 2008 Pazar
Neden önemlidir?
Bu hastalığa yakalananlarda ölüm oranı ortalama % 15-30′dur. Türkiye’de görülen vakalarda ölüm oranı % 5 olarak tespit edilmiştir. Hastaların çoğu hastalığın seyri sırasında gelişen beyin, karaciğer, böbrek, kalp ve akciğer yetersizliklerinden ölürler. Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre 2002-2007 yılları arasında laboratuar olarak tanısı doğrulanmış toplam vaka sayısı 907′dir.
Kare Kare Bir Kenenin Çıkartılışı
Uzmanlar, vücuttaki kenenin bir cımbızla dikkatlice tutularak, ezilmeden, sağa sola oynatılarak bir çivi gibi çıkarılması gerektiğini belirttiler.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ramazan Gözüküçük, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’nın kaynağı olarak gösterilen keneden korunmanın yolları hakkında şu önerilerde bulunuyor:
Hasta ve hastanın üzerinden çıkartılanlarla temas sırasında mutlaka eldiven, maske gibi standart önlemler alınmalı.
Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan uzak durulmalı. Riskli alanlarda (Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlar) bulunulması halinde, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli.
Vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli, yapışanlar ise kesinlikle ezilmeden, üzerine kimyasal madde dökülmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan, bir pens ya da cımbızla sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi alınmalı.
Su kenarları ya da otlak şeklindeki yerlerde piknik yapanlar dönüşte mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli. Kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalı.
Çalı ve çok ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemeli.
Avcılar ve ormanlarda çalışan işçiler, lastik çizme giymeli veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almalı. Hayvan sahipleri, hayvanlarını kenelere karşı ilaçlamalı.
Kare Kare Bir Kenenin Çıkartılışı
Uzmanlar, vücuttaki kenenin bir cımbızla dikkatlice tutularak, ezilmeden, sağa sola oynatılarak bir çivi gibi çıkarılması gerektiğini belirttiler.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ramazan Gözüküçük, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’nın kaynağı olarak gösterilen keneden korunmanın yolları hakkında şu önerilerde bulunuyor:
Hasta ve hastanın üzerinden çıkartılanlarla temas sırasında mutlaka eldiven, maske gibi standart önlemler alınmalı.
Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan uzak durulmalı. Riskli alanlarda (Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlar) bulunulması halinde, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli.
Vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli, yapışanlar ise kesinlikle ezilmeden, üzerine kimyasal madde dökülmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan, bir pens ya da cımbızla sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi alınmalı.
Su kenarları ya da otlak şeklindeki yerlerde piknik yapanlar dönüşte mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli. Kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalı.
Çalı ve çok ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemeli.
Avcılar ve ormanlarda çalışan işçiler, lastik çizme giymeli veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almalı. Hayvan sahipleri, hayvanlarını kenelere karşı ilaçlamalı.
Kenelerin en sık görüldüğü zaman
Vektör kenelerin hareketleri sıcak iklimde arttığından dolayı hastalık mevsimsel özellik gösterir. En sık Haziran-Eylül aylarında görülür. Havaların ısınmasıyla birlikte insanların piknik alanlarına yönelmeleri, hastalığın kırsal alanların yanı sıra büyük şehirlerde de ortaya çıkmasının en önemli nedenidir.
Keneyle yaşamayı öğrenin
Doç. Dr. Başkaya, yaptığı açıklamada, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının ilk olarak 1944 yılında Kırım’da, 1956 yılında ise Kongo’da görüldüğünü ifade ederek, Kırım ve Kongo’da görülen bu hastalıkların aynı olduğunun ancak 1969 yılında anlaşılabildiğini belirtti.
KKKA hastalığının, Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında Tokat’ta tespit edildiğini ifade eden Başkaya, ”Hastalık bazı kene türlerinin bu hastalığa neden olan virüsü taşımasıyla yayılmaktadır. Dünyada bilinen 850 kene türünden ülkemizde yaşadığı bilinen 32 adedi yöreden yöreye değişmekle birlikte kene, diza, yavsı, sakırga, kerni gibi değişik isimlerle anılmaktadır” diye konuştu.
Başkaya, kamuoyunda, kene ve mücadelesiyle ilgili yetkililerce gerekli, yeterli bilgilendirme yapılmadığını savunarak, bu bilgi boşluğunun yerini değişik söylentilerle dolduğunu vurguladı.
Bu söylentilerin en bilinenlerinden birinin kenelerin kuş gribi hastalığı nedeniyle özellikle açıkta beslenen tavukların yok edilmesiyle arttığı olduğunu belirten Başkaya, şöyle devam etti:
”Bunu söyleyenler, kenelerin baş düşmanı olarak tavukları göstermektedir. İkinci söylenti, doğaya keklik ve sülün salınarak kenelerle etkin mücadele yapılacağı, hatta kenelerin kökünün kazınacağı söylentisidir. Üçüncü söylenti ise yasal avcılığın tamamen yasaklanmasıyla kenelerle etkin mücadele yapılacağıdır. KKKA hastalığı, sadece kuş gribi neticesinde kümes hayvanlarının yok edildiği yörelerde görülmemektedir. Ayrıca tavuklar hem tek başlarına çok önemli bir etken olmayıp hem de keneler için önemli bir konak yani beslenme ve taşıyıcılık görevini yerine getiren canlılar arasında yer almaktadırlar. Bu durum sülün ve keklikler için de aynıdır.”
Başkaya, keneleri yediği söylenen kuşlardan ötürü avın yasaklanması gerektiğinin söylendiğini anımsatarak, ”Öncelikle bilinmesi gereken, ülkemizde avlanan yaban ördekleri, yaban kazları, çulluk, su çulluğu, sakarmeke gibi kuşların keneler üzerinde önemli bir etkisi bulunmadığıdır. Geri kalan diğer avlanan türler olan keklikler, bıldırcın, tahtalı, üveyik gibi kuşların ise keneleri yok edici önemli bir etken olduklarına dair hiçbir bilimsel bilgi bulunmamaktadır” diye konuştu.
Keneler ve hastalığa yol açan virüsün tek nedene dayandırılmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Başkaya, şunları söyledi:
”Ülkemiz karantinaya alınacak bir yer olarak tanıtılmamalıdır. Ülkede büyük bir korku havası estirilmeden, bu konuda ilkokul seviyesinden başlanarak ciddi ve sürekli eğitim verilmeye başlanmalıdır. Eğitim ve yerinde müdahale önemlidir. İnsanımıza keneyi nasıl çıkaracağı öğretilmeli, çıkarma kepçesi, kene kaşığı, cımbız gibi gerekli aletlerin üretimi yapılmalı ve bu aletler eczanelerde satışa sunulmalıdır. Hastalığa karşı ilaç, serum geliştirme çalışmaları hızlandırılmalıdır.”
AA
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=86950&cat=220&dt=2008/07/21
Kene Çeşitleri , Kene Türleri , Kene
SİSTEMATİK
Anaç : ARTHROPODA
Anaç Bölümü: CHELICERATA
Sınıf Altı : Acarina (Acari)
Dizi : Metastigmata
Aile : Ixodidae
Tür : Ixodes ricinus
Soy: Hyalomma
Tür:
Hy. anatolicum anatolicum
Hy. an. excavatum
Hy.detritum
Hy. marginatum marginatum
Hy. marginatum rufipes
Hy. marginatum turanicum
Hy. aegyptium
Soy: Amblyomma (Türkiye’de yok)
Tür : Amb. variegatum
Soy: Haemaphysalis
Tür :
Hae. parva
Hae. sulcata
Hae. punctata
Hae. inermis
Soy: Dermacentor
Tür :
Derm. marginatus
Derm. niveus
Soy: Boophlus
Tür :
Booph. annulatus calcaratus
Soy: Rhipicephalus
Tür :
Rhi. sanguineus
Rhi. bursa
Rhi. turanicus
Rhi. appendiculatus (Türkiye’de yok)
Aile: Argasidae
Soy:Ornithodorus
Tür :
Or. lahorensis
Soy: Argas
Tür :
Ar. reflexus
Ar. persicus
Soy: Otobius
Tür : Ot. megnini
Keneler Nasıl Tanınır ve Nerelerde Bulunur?
Ülkemiz kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Türleregöre değişmekle beraber kenelerin, küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memelihayvanlara ve özellikle kuşlara devekuşlarına kadar geniş bir konakçı listesi mevcuttur.Kenelerin bazı türleri ve gelişim dönemleri gözle görülemeyecek kadar küçük olabilir;ancak, kenelerin tümü, kanla beslenebilecekleri hayvan ve bazen de insanların arayışı içerisindedir.Türlerine göre, keneler, farklı alanlarda ve özellikle ormanlık alanların yakınlarında bulunur. Kenebulaşık alanlardan yürürken veya çalılıklar gibi bulaşık bitkilere (sözgelimi, dökülmüş yapraklar )sürtünürken keneler ile karşı karşıya kalınabilir. Keneler, memeli hayvanlar ve kuşlardanbeslendiğinden, bu hayvanlar, kenelerin ve taşıdıkları hastalık etkenlerinin varlığınınsürdürülmesinde önemli rol oynamaktadır.
Kene Tanısı Nasıl Konulur?
Günlük Kene Kontrolü Yapın.
• Koltuk altı
• Kulak içi ve çevresi
• Göbek deliğinin içi
• Dizlerin arkası
• Saç ve kıllı bölgelerin içi ve çevresi
• Bacak arası
• Bel çevresi
Çocuklarınızı Kontrol Edin. Kenelerin bulunabileceği bölgelerden döndüğünüzde, çocuklarınızınsaçlarını ve yukarıda sıralanan bölgelerini kontrol edin. Çocuğunuzun vücudunda bulduğunuzkeneleri uzaklaştırın.
Giysilerinizi ve Ev Hayvanlarınızı Kene Varlığı Yönünden Kontrol Edin. Keneler, ev içerisinegiysiler ve ev hayvanları yoluyla taşınabilir. Her ikisi de dikkatlice kontrol edilmeli ve kenebulunması halinde uzaklaştırılmalıdır. Giysilerin, yüksek ısıdaki bir kurutucuda tutulması etkinşekilde keneleri öldürür.
Kene kaşığı
Kene penseti
Kene nerelerde olur?
Kenenin Kendiliğinden Düşürülmesi Yöntemi
Kenenin kendiliginden cikmasini saglamak icin parmak ucunuzu islatin ve keneye bastirmadan, kenenin etrafinda parmak ucunuzla daireler cizin. Kene bir sure sonra kendiliginden yapistigi yerden cikacaktir. Cikar cikmaz baska bir yere yapismasina firsat vermeden tirnaklarin ucu ile alip atin
Acil durumda kene çıkarma
1) Kenenin üzerine kimyasal madde dökmeyin, bunu yaparsanız kene rahatsız olup sizi bırakabilir fakat bu esnada emdiği kanın bir kısmını kusar, midesinden gelen tehlikeli virüs ve mikroplar vucudunuza bulaşır.
2) Ucu ince bir cımbız yardımıyla, kenenin vucudunuza en yakın noktasından(kan emdiği hortum) nazikce ve sağlam bir şekilde kavrayın.
3) Sakın kenenin vucuduna dokunmayın, bu emdiği kanı geri boşaltmasına yol açar
4) Kene çıktıktan sonra ısırılan yeri alkol, yoksa sabun ile temizleyin.
5) Keneyi uygun bir şekilde saklayın. Gerekirse tanımlama için gerekli olabilir. Keneyi öldürmek için ezmeyin, patlamasına neden olabilir.
6) En yakın zamanda bir sağlık kuruluşundan yardım isteyin, kontrol yaptırın.
Kene yeni mi çıktı?
Aslına bakarsanız kene yıllardır var ve hiçde o kadar abartıldığı gibi bir hayvan değildi.Ama son zamanlarda tarımsal ilaçların daha çok kimyasal ilaçlara dönmesi. bunun sonuçunda hayvan ve bitki dnalarındaki oynamalar sonucu nerdeyse yeni bir tür oluşuyor.Belkide bu tür zehirli oluyor.
Çıkan kene hastalığıda bunun sonucu oluşan bir tür gibi. Kısacası bizim köyümüzde olan neredeyse üfleyince gidecek olan kenenin değişmiş hali. ve yeni tür gerçekten çok zehirli.
Tedavisi yok mu ?
Tabiki var. Ama her hastalıkta olduğu gibi bunda da erken tanı çok önemli bir etken.
26 Temmuz 2008 Cumartesi
Kenenin çözümü doğada gizliymiş
Eskişehir’de ormandaki ağaçlara zarar veren böcekleri yiyerek beslenen kırmızı orman karıncaları keneleri de yiyor
Eskişehir Orman Bölge Müdürü Sıtkı Küçüköz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kene ile mücadelede işe yarayıp yaramayacağı tartışılan kırmızı orman karıncaları için Sağlık Bakanlığının harekete geçtiğini belirtti.
Söz konusu karıncaların keneleri de yediğini bazı kaynaklardan öğrendiklerini ifade eden Küçüköz, şöyle konuştu:
“Konuyu Sağlık Bakanlığına ilettik. Bakanlıktan gelen uzmanlar, Orman Bölge Müdürlüğü ile iş birliği yaparak karınca yuvalarının bulunduğu
Çatacık ormanlarında bir deneme yaptı. Civardan toplanan yedi keneyi karınca yuvalarına yakın bir yere bıraktık. Birkaç saniye içinde
kenelere hücum eden karıncalar keneleri yuvalarına taşıdı. Elbette bunu kenelere çözüm bulundu diye söylemek doğru değil. Bu karıncalar belli bir rakımın altında yaşamıyor. Karıncalar yuvanın etrafındaki 80 metre çapında bir alanda bulunan bütün böcekleri topluyor. Bu konuda ciddi
çalışmalar yapılmalı.”
KIRMIZI ORMAN KARINCALARI
Sıtkı Küçüköz, kırmızı orman karıncalarının, orman ağaçlarına zarar veren böceklerle beslendiğini belirterek, söz konusu karıncaların
ormanların sağlıklı kalmalarının sigortası olduğunu bildirdi.
Bir işçi karıncanın günde kendi ağırlığının 20′de biri oranında zararlı böcek yediğini anlatan Küçüköz, şöyle devam etti:
“Bir karınca kolonisinde, ortalama 300 bin işçi karınca bulunur ve bir koloni yılda ortalama 24 kilogram böcek yer. Karıncalar yuvalarının
seksen metre etrafındaki her türlü ergin böcek, tırtıl, yumurta, pupa ve çeşitli bitki bitlerini yer. Kırmızı orman karıncası etobur bir
canlıdır. Püskürttüğü formik asitle önce avını etkisiz hale getirir sonra parçalayıp yer. Karıncalar bin metrenin üzerindeki ibreli
ormanlarda yaşar. Hektarda 10-15 yuva yapar. Toprak altında galeriler açar, kışı 1-2 metre derinlikte geçirir. Erkek karıncanın sayıları
azdır. Kraliçe karınca ile çiftleştikten sonra ölürler. Yuvalarda en fazla elli kraliçe karınca bulunur.
Hepsi ayrı galerilerde kendi ekibiyle çalışır. Yirmi yıllık ömürleri boyunca bir kez çiftleşirler fakat her yıl yumurtlayarak koloninin devamını sağlarlar. Karınca yuvalarına bilgisiz insanlar zarar verdiği gibi, domuz, ayı, tilki, sansar ve fareler de zarar vermektedir.
Eskişehir Çatacık ormanlarının doğal yapısında bulunan karıncalar adeta ormanların gönüllü temizlik işçileri gibidir. Orman teşkilatı olarak
yuvaların bozulmamasına ve sayılarının artmasına gayret gösteriyoruz.”
Küçüköz, orman ağaçlarına zarar veren böceklerle beslenen kuşların da ormanların koruyucusu olduğunu belirterek, “Bir kuşun günlük böcek
tüketimi kendi ağırlığından fazladır. Bin adet sığırcık kuşu ayda yirmi ton böcek yer. Baştankara adı verilen kuş türünün besinlerinin yüzde 70′ini ormana zarar veren böcekler oluşturur. Bir orman kuşu, günde yuvasına 150 sefer besin taşıma işi yapar. Yuvaya taşınan besinlerin yüzde 4′ünü kene türlerinin oluşturduğu hesaplanmıştır” dedi.
Kene Isırmalarından Korunma
Bu nedenle kene mücadelesi önemlidir, fakat oldukça da zordur.
1. İnsanlar kenelerden uzak tutulabilir ise bulaş önlenebilir. Bu nedenle de mümkün olduğu kadar
kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekir.
2. Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu gibi
alanlara çıplak ayak yada kısa giysiler ile gidilmemelidir.
3. Bu alanlara av yada görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını
çorap içine almaları,
4. Görevi nedeni ile risk grubunda yer alan kişilerin hayvan ve hasta insanların kan ve vücut
sıvılarından korunmak için mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske v.b. giymeleri gerekmektedir.
5. Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için haşere kovucu ilaçlar (repellent)
olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. (Bunlar sıvı, losyon, krem, katı
yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek
uygulanabilmektedir.)
6. Haşere kovucular hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca bu maddelerin
emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir.
7. Kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücut belli aralıklarla kene için aranmalıdır.
8. Vücuda yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir
cımbız veya pens yardımıyla sağa sola oynatarak alınmalıdır. Isırılan yer alkolle temizlenmelidir.
Mümkünse kenenin tanı için alkolde saklanması uygun olur.
Kene Isırmalarından Korunma
Bu nedenle kene mücadelesi önemlidir, fakat oldukça da zordur.
1. İnsanlar kenelerden uzak tutulabilir ise bulaş önlenebilir. Bu nedenle de mümkün olduğu kadar
kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekir.
2. Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu gibi
alanlara çıplak ayak yada kısa giysiler ile gidilmemelidir.
3. Bu alanlara av yada görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını
çorap içine almaları,
4. Görevi nedeni ile risk grubunda yer alan kişilerin hayvan ve hasta insanların kan ve vücut
sıvılarından korunmak için mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske v.b. giymeleri gerekmektedir.
5. Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için haşere kovucu ilaçlar (repellent)
olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. (Bunlar sıvı, losyon, krem, katı
yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek
uygulanabilmektedir.)
6. Haşere kovucular hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca bu maddelerin
emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir.
7. Kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücut belli aralıklarla kene için aranmalıdır.
8. Vücuda yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir
cımbız veya pens yardımıyla sağa sola oynatarak alınmalıdır. Isırılan yer alkolle temizlenmelidir.
Mümkünse kenenin tanı için alkolde saklanması uygun olur.
Hastalığın gidişatı, sonucu nasıldır?
Hafif ve orta derecede klinik seyir gösterenler yaklaşık 9-10 günde iyileşir. İyileşen olgularda sekel görülmez.
Ölüm oranı ortalama % 15–30. Türkiye’de % 5′dir. Hastaların çoğu beyin, karaciğer, böbrek, kalp ve akciğer yetersizliklerinden ölürler.
Bir kabus mu?
Sadece insanlarda mı hastalık olur?
Eğer Üzerinizde Kene Bulduysanız!!
KKKA Belirtileri Nelerdir ?
Kenelerle Mücadele İpuçları
Kenelerin evin içinde ve dışında kontrolü zahmetlidir. Mücadelenin tekrarlanması gerekebilir. Bunun için profesyonel bir servise ihtiyaç duyulur.kısmi ve ferdi mücadele başarılı olmaz .İç ve dış alanda kenelerle mücadele oldukça zordur. Ancak birkaç uygulamadan sonra elimine edilebilirler. Kedi köpek türü ev hayvanlarının veteriner kontrolünden geçirilmesi ve problemle karşılaşıldığında Otaş gibi profesyonel bir firmadan hizmet alınması gereklidir.
KENE ISIRIĞININ BELİRTİLERİ VE YAPILMASI GEREKENLER?
Isırığın beşinci gününden sonra karaciğer- böbrek-akciğer yetmezliği ve santral sinir sistemi bozuklukları gelişebilir. Hastalığın ikinci haftasında karaciğer, akciğer veya böbrek yetmezliği tablosu ya da DIC (yaygın damar içi pıhtılaşma bozukluğu) nedeni ile kaybedilirler. İyileşme ise genellikle 10. günden sonra başlar.
Yaz mevsiminin korkulu rüyası olan kene 2003 yılından bu yana ülkemizde can alıyor Uzmanlar, kene kabusuna karşı alınması gereken önlemleri ve yapılacakları anlattı.
Kene ısırığıyla yaşanan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), diğer bir adıyla ‘kene’ hastalığı can güvenliğimizi tehdit ediyor. Bu hastalığa ‘Nairovirus’ adında bir virüsün yol açtığını, bu virüsün keneler arasında enfeksiyon yaparak yayıldığını söyleyen uzmanlar, bilinen 850 kene türü olduğunu, bunlardan 31′inin hastalık bulaştırdığını belirtiyor. Hastalıkla ilgili toplumumuzun bilgi sahibi olmadığını söyleyen uzmanlar, bu konuda önemli açıklamalarda bulunuyor. Virüs, hayvanlarda belirtisiz bir enfeksiyona sebep olurken, insanlarda ölümle sonuçlanan hastalığa neden oluyor. Ülkemizde, genellikle Nisan-Ekim döneminde aktif olan keneler, bu dönemde salgınlara yol açıyor. İlk defa 1944 yılında Kırım’da tanımlanan ve adına ‘Kırım Kanamalı Ateşi’ adı verilen hastalığın, 1969 yılında Kongo’da da görülünce KKKA adını aldığı, ülkemizde ise ilk kez 2003 yazında görüldüğü belirtiliyor.
BULAŞMA YOLLARI
1- Kenelerin ısırması ile: Kırsal kesimde yaşayan ve hayvanlarla ilgilenenler, ev ya da sokak hayvanları ile ilişkisi olanlar, çalılık ve otların olduğu yerlerde piknik, av vb. nedenlerle bulunanlara bulaşma ihtimali yüksek.
Kene ısırmasında kritik 12 saat
Türkiye’de ilk kez 2002 yılında Tokat ve Sivas’ta kusma, baş ağrısı ve yüksek ateş şikayetiyle hastanelere müracaat eden bazı hastaların aniden ölmesinin ardından Sağlık Bakanlığınca başlatılan ayrıntılı incelemenin ardından ölümlerin nedeninin KKKA’dan kaynaklandığının belirlendiğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Koruk, şunları kaydetti: ”KKKA hastalığı, genellikle Kelkit Vadisi çevresinde ortaya çıkıyor. Son dönemlerde Diyarbakır ve Antalya gibi illerde de görüldü. Ülkemizde 2002 - 2003 yılları arasında kayıtlara göre toplam 150 kene vakası tespit edildi. Bu rakam hastalığın bilinmesi ve öneminin kavranmasıyla birlikte geçen yıl 717′ye kadar yükseldi.
Maalesef geçen yıl 33 kişi bu hastalıktan öldü. Bu yıl haziran ayına kadar olan bölümde 28 kişi hayatını kaybetti.” ÖNERİLER Yrd. Doç. Dr. Süda Tekin Koruk, KKKA’dan korunmak için kırsal kesimde bulunan kişilerin kapalı giysileri tercih etmesi gerektiğini, ayrıca giysilere veya cilde haşere kovucu ilaçların sürülmesinin kısmen de olsa yarar sağlayabileceğini kaydetti. Kenenin vücutta kalma süresinin virüsün kan yoluyla bulaştırdığı miktarla doğru orantılı olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Koruk, şunları söyledi: ”KKKA hastalığına neden olan Hyallomma türü keneler, vücuda yapıştığı noktadan 12 saat sonra virüs bulaştırabiliyor, bu nedenle erken müdahale önem taşıyor.
Bu süre içerisinde tespit edilen kene vakaları mutlaka sağlık merkezlerinde ve özel giysili, uzman kişilerce çıkarılmalı. Hastanelerin özellikle acil servislerinde görev yapan sağlık personelinin de kene vakalarına karşı tedbir almaları gerekiyor.”
Kene Resimleri
Bir erkek kenenin büyüklük karşılaştırması
Kene ısırığına hedef olmuş cildin görünümü
Kene kaşığı
Kene Penseti
Kanı emen kene orijinal halinden onlarca kat daha büyür
Kene ReSimLeri
kene çeşitleri
Kene nedir?
Kene (Ixodoidea), eklem bacaklıların örümceğimsiler (Arachnida) sınıfından gözsüz ve kan emici bir dış parazittir. en çok göçmen kuşlarla hastalıkları yayıldıkları bilinmektedir. İnsan, köpek, koyun, kedi, deve gibi canlıların derilerine yapışarak kanlarını emer. “Asıl kene” olarak bilinir.
Kenelerin üremesi ve yaşam yerleri
Ayrı eşeylidir ve yumurta ile çoğalır. Dişi yumurtalarını yaprak, çöp veya hayvan kılları arasına bırakır. Gelişimlerinde metamorfoz vardır. Yumurtalarından üç çift bacaklı larvalar çıkar. Bunlar bir pupa devresi geçirerek 8 bacaklı nimfalara (tam gelişmemiş yavrular) dönüşürler. Nimfalar da bir pupa safhası geçirdikten sonra ergin hale gelirler. Larva ve nimfalar genellikle kertenkeleler üzerinde, erginler ise insan, koyun, sığır, köpek gibi memeliler üzerinde parazit yaşarlar.
Kenenin anatomik yapısı
Vücutları başla kaynaşmış bir göğüs ve torba biçimli dişi 11-12 mm’ye kadar sişer. Erginlerinde dört çift bacak bulunur. Bacakların uçlarında çengeller ve vantuzlar vardır. Deriye rahatça yapışarak hortumlarıyla kan emerler. İyice şiştikten sonra kendilerini yere atarak konaklarından uzaklaşır, ot veya ağaçlara tırmanırlar. Ön ayaklarının uçları dokunma ve koku alma için özelleşmiştir. Ormanlarda bulunduğu ağacın altından bir hayvan geçtiği takdirde üzerine düşüp derisine yapışır ve etine hortumunu sokarak kanını emer. İlk iki bacak çifti öne, son iki çifti geriye yönelmiştir. Bugün 889 kene türü bilinmektedir. Kenelerin hepsi zararlı, parazit ve kör değildir. Sığır ve köpek kene türleri gözlüdür. İnsan ve ehil hayvanlarda parazit yaşayanlar çeşitli hastalık mikroplarını bulaştırdıklarından sağlık bakımından zararlıdır ve birçok bakteri de üretmektedir.