4 Ağustos 2008 Pazartesi

Keneler GERÇEKTEN DE ‘kene gibi’ yapışıyorlar

Yapışacağı deriyi tükürük salarak duyarsız hale getiren kenelerin, geriye dönük dişçikleriyle cilde tutunduklarını söyleyen Prof. Dr. İnci, yapıştıkları canlının bağışıklık mekanizmasını yanlış yönlendirerek uzun süre kan emebildiğine dikkat çekiyor

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKA) sonucu ölümlerle gündeme gelen kenelerin, fizyolojik yapılarının canlılara yapışarak uzun süre kan emebilmek için çalıştığı bildirildi.

Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Başkanı, Türkiye Kene ve Kenelerle Nakledilen Hastalıklar Çalışma Grubu Kurucu Başkanı Prof. Dr. Abdullah İnci, dünyada bugüne kadar 3 aileye ait 899 kene türü varlığının bildirildiğini, bu kenelerin KKKA’nın yanı sıra çok sayıda enfeksiyona yol açtıklarını belirtti.

Kenelerin yumurtadan sonraki her gelişme döneminde kan ile beslendiğini hatırlatan İnci, kenelerin kan emmek için beş parçalı ağız organellerinden (hücre içinde belirli görevi yapmak üzere özelleşmiş ve zarla çevrilmiş yapılar) ve onu işlevsel olarak tamamlayan tükürük salgısından yararlandıklarını anlattı. Kenelerin fizyolojik yapılarının uzun süre kan emebilmek için mükemmel çalıştığını, bu nedenle halk arasında “kene gibi yapışmak” sözünün yaygınlaştığını vurgulayan İnci, kenelerin kan emme sistemlerini şöyle özetledi:

Mükemmel kan emiciler

“Keneler, yaşamlarını sürdürebilmek için mükemmel kan emicilerdir. Kan emmek için yapışacakları canlıları hareket titreşimleri, vücut ısıları ve salgıladıkları karbondioksiti takip ederek bulabilirler. Kene, önce yapışacağı deriyi tükürük salgılayarak duyarsız hale getirir. Daha sonra chelicer (şeliseri) ile deriyi açıp hipostomu içeri sokar. Tekrar tükürük salgılayarak, çevredeki damar yapısını bozup kanın dışarı sızmasını sağlar. Dışarı sızan kanın pıhtılaşması aynı tükürük salgısı ile engellenir. Böylece ağız organellerinin bulunduğu yerde kan gölü oluşarak, vücudun kasılıp gevşemesiyle kan içeri alınarak beslenme sağlanır. Kan emmenin uzun süre gerçekleşmesi için geriye dönük dişçikler uzun süre tutunma sağlar. Ayrıca, uzun süre kan emmenin karşı konulmadan tamamlanması için kene, yapıştığı canlının bağışıklık mekanizmasını yanlış yönlendirir ve bu kargaşada beslenmesini sürdürür.”

Kenelerin, yumurtlamanın ardından larva, nimf ve ergin olarak 3 aşamada hayatını sürdürdüğünü ifade eden İnci, bazı kene türlerinin tüm aşamaları tek canlı üzerinde geçirdiğini, bazılarının ise 2 veya 3 canlı üzerinde bu aşamaları tamamladığını bildirdi. Türkiye’de yaygın kene türlerinden biri olan ve beslenme konağı olarak insanı da tercih eden Hyalomma marginatum marginatum türü kenelerin de 2 canlı üzerinde hayatını tamamladığını kaydeden İnci, şöyle devam etti:

“Türkiye’de yaygın olarak görülen Hyalomma marginatum marginatum türü kene larva ve nimf dönemini tavşan, kirpi, keklik ve sülün gibi hayvanlarda beslenir. Ergin döneminde çalılıklarda toprakta bekleyen kene, daha sonra yaban domuzu, at, sığır, koyun, keçi gibi evcil büyük memeliler ve insanda 2 hafta kadar beslenir. Doyduktan sonra toprağa düşer ve yumurtlama döneminde yaklaşık 10 bin yumurta bırakabilir.”

Koyunlar kenelere karşı

Kenelerin, Türkiye’deki iklim şartlarında mart-ekim döneminde insan ve hayvanlardan kan emdiğini, ekim-mart döneminde ise kış uykusunda olduğunu belirten İnci, kenenin yol açtığı hastalıkların önlenmesi için her iki dönemde de mücadelenin önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. İnci, kenelerin kış uykusunda olduğu aylarda yapılacak mücadelenin önemli olduğunu belirtti.

Özellikle doymuş dişi bir mera kenesinin yaklaşık 10 bin yumurta yaptığı göz önüne alındığında, bu dönemdeki ilaçlı mücadelenin önemi ve gerekliliğinin daha iyi anlaşılacağını vurgulayan İnci, ayrıca kenelere karşı biyolojik mücadele yöntemlerinden de yararlanılması gerektiğini, kenelerin aktif olduğu yaz döneminde koyun, keçi ve sığır gibi çiftlik hayvanlarının uygun ilaçlarla düzenli ve periyodik olarak ilaçlanmalarının da kaçınılmaz olduğunun altını çizdi.

Kene ve kenelerin naklettiği hastalıkların önlenmesi için yürütülecek çalışmaların devlet politikası dahilinde milli projeler olarak uygulanması gerektiğinin altını çizen İnci, devlet politikası olarak koyunculuğun teşvik edilmesini önerdi. İnci, özellikle yaz aylarında kenelerin koyunlara yöneleceğini ve koyunların da düzenli ilaçlanmasıyla kenelerle başarılı mücadele yapılabileceğini sözlerine ekledi.

KENELERDEN NASIL KORUNULUR
Keneyi çıkardıktan sonra ne yapmalıyız?
Kenenin çözümü doğada gizliymiş Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi nedir?
Evcil hayvanımda kene var, nasıl çıkarabilirim?

Hiç yorum yok: